Ünal, Cumhur İttifakı’nın 15 Temmuz gecesinde millet ve gönül birliği olarak doğal bir mutabakatla ortaya çıktığını ifade ederek, şöyle devam etti:
“Bu, 15 Temmuz’da ortaya çıkan beka kaygısının karşılığında, vatan evlatlarının tam da ‘Biz buradayız’ deyip bayrağına ve ülkesine sahip çıkanlara karşı, kimlerin ittifak içerisinde olduğunun bir itirafıdır. CHP, İYİ Parti ve Saadet ittifakının bunları nasıl cesaretlendirdiğini ve bunların da CHP, İYİ Parti, Saadet ittifakı üzerinden ne yapmak istediklerinin bir göstergesidir. Adına ‘millet ittifakı’ dedikleri ittifak, milletin kaygılarının ve hassasiyetlerinin yanında olan bir ittifak değildir. Bugün CHP ve İYİ Parti’nin HDP ile ittifak içerisinde olduğu çok açık ve seçik olarak görülmekte midir? Görülmektedir. Kandil’dekilerin CHP ve İYİ Parti İttifakını desteklemelerine dair açıklamaları var mıdır? Vardır.”
Cumhur İttifakı’nın toplumun güvenlik, huzur ve bekasını temsil ettiğini vurgulayan Ünal, “Böyle bir zamanda milletin yanında durmak yerine, Türkiye düşmanlarının, PKK’nın ve FETÖ’nün yanında durmak zillettir, o yüzden de bu ittifak ‘Zillet ittifakı’ ile anılmayı hak etmektedir. Sözde eş genel başkanın bu açıklaması da bunu deşifre etmektedir.” diye konuştu.
“Zillet ittifakının PKK ve HDP ile ilişkisi deşifre olmuştur”
HDP’nin siyaset yapmasına karşı olmadıklarına değinen Ünal, ancak siyasetin iradeyle yapılacağını, iradesini Kandil’e, KCK’ya teslim edenlerin siyasetinin siyaset olmadığını kaydetti.
Ünal, demokratik siyasetle terör ve şiddetin bir arada olamayacağına dikkati çekerek, “Kimler bu durumu destekliyor diye dönüp baktığınızda Zillet İttifakı’nın PKK ve HDP ile ilişkisi deşifre olmuştur. PKK’nın zillet ittifakına verdiği destek deşifre olmuştur.” şeklinde konuştu.
Cumhur İttifakı kapsamında seçime girecek illerin sayısının artırılmasına ilişkin görüşmelerin sorulması üzerine Ünal, şu değerlendirmede bulundu:
“Güneydoğu’da PKK’nın yeniden iş başına gelmemesi, yerel yönetimlerin kaynaklarının teröre aktarılmaması ve diğer illerde de FETÖ ve PKK iltisaklı birilerinin, tam da HDP’nin, Kandil’in ve KCK’nın açıkladığı hedeflerin gerçekleşmemesi ve Türkiye’nin bekasına dönük herhangi bir hamle yapılmaması için MHP ve AK Parti gerekli görüşmeleri yapıyor.”