Meclis Başkanı Binali Yıldırım’ın, 18 Şubat’ta istifa etmesinin beklendiği anımsatılarak sürece ilişkin bir soru üzerine Turan, Yıldırım’ın bu tarihte istifa etmesi halinde 19 Şubat Salı günü yapılacak TBMM Genel Kurulu’nda istifa dilekçe metninin okunacağını, daha sonra 5 günlük aday belirleme sürecinin başlayacağını ifade etti.
Turan, 24 Şubat Pazar günü Meclis’in toplanabileceğini ve başkanlık seçiminin de aynı gün tamamlanacağına inandığını dile getirdi. Bülent Turan, “Türkiye için, Meclis Başkanlığı seçimi gibi konuların, kriz olmadan çözülüyor olması güzel bir iş. Eski yıllara bakıldığında Cumhurbaşkanlığı, Meclis Başkanlığı seçimleri her zaman ülkeye kaybettiren, Türkiye’yi geren, farklı dedikodu ve kavgaların olduğu gündemler olmuş. Ama hamdolsun Türkiye bu demokratik olgunluğa eriştiği için yine o teamüllerin de İçtüzüğün de öngörüsü şekliyle meseleye bakıldığında pazar günü sorunsuz, güzel bir seçim yapacağımızı düşünüyorum.” diye konuştu.
Meclis’in gündemindeki konuları anımsatan Turan, bu hafta Genel Kurulda görüşülen Maden Kanunuyla ilgili teklifi bitirmeyi hedeflediklerini, daha sonraki haftada da komisyon görüşmeleri tamamlanırsa, Ceza Muhakemesi Kanunu ve bazı kanunlarda değişiklik öngören kanun teklifinin görüşülebileceğini söyledi.
AK Parti’li Turan, “Toplumun beklentisi olan bazı konularla ilgili arkadaşlarımızın çalışmaları var. Meclis tatile girmeden, ‘torba’ diye tabir ettiğimiz yasa teklifini gündeme getirebiliriz ya da sonraya kalabilir. AK Parti’nin şimdiye kadar söz verip de yapmadığı hiçbir mesele yok. Söz verdiğimiz her konunun arkasındayız. Meclis takvimine uygun olması halinde bütün sözlerimizin yerine getirilmesi için yoğun çaba içerisindeyiz.” şeklinde konuştu.
Yeni askerlik sistemi
Yeni askerlik sistemine ilişkin kanun teklifi çalışmalarının son durumuna ilişkin soruya Turan, şu yanıtı verdi:
“Yeni askerlik sistemi ile ilgili meselede çok büyük mesafe alındı. Milli Savunma Bakanlığımızla yapılan görüşmelerde, kanun içeriğine ilişkin bazı bilgiler aldık. Bunların biraz daha çalışılıp, Cumhurbaşkanımıza sunulup onaylanmasından sonra Meclise gelmesini istiyoruz. Bu, Türkiye’nin geleceğini, güvenliğini etkileyecek, asker sistemini değiştirecek bir çalışma. Başından söylediğimiz bir gerçek var; ‘Bedelli ile bizi yormayın.’ Bunlar kalıcı olsun diyorduk. Askerliği zayıflatmayan, devletle milletin buluşması noktası olan askerliği ve devletle milletin ilişkisini devam ettiren, çağın şartlarına uygun daha profesyonel askerliğe geçişi sağlayan bir adım olacağını öngörüyoruz. Bence herkesin büyük oranda kabul edeceği bir sistem olacak.”
MHP ile AK Parti’nin ortak miting yapma hazırlıkları
MHP ile AK Parti’nin ortak miting yapma hazırlıkları konusunda bir soruya cevap verirken Turan, İstanbul ve Ankara gibi büyükşehirlerde, Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan ile MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin ortak miting yapmasını öngördüklerini söyledi.
Turan, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, İstanbul ve Ankara’nın birçok ilçesinde miting yapacağını, seçim kampanyası kapsamında da imkan bulduğu ölçüde birçok şehre gitmeye çalışacağını anlattı.
Cumhur İttifakı’nın belediye başkan adaylarının yeniden ele alınması konusunda da Turan, “İlgili genel başkan yardımcılarımız tarafından takip ediliyor. Hangi partinin önde olduğuyla ilgili çalışmalara bakılacak. Diğer partinin destek olması talep edilecek.” ifadesini kullandı.
Ankara’nın her şeyi karara bağlamak durumunda olmadığını belirten Turan, Cumhur İttifakı’nın temellerinin büyükşehirlerde atıldığını, ilçe ve beldelerdeki MHP ve AK Parti teşkilatlarının bir araya gelerek adaylarının durumlarına ilişkin değerlendirmeyi yapması gerektiğini dile getirdi.
“Bu bir defa CHP-İYİ Parti ittifakının bir itirafı”
HDP Eş Genel Başkanı Sezai Temelli’nin, partisinin grup toplantısındaki açıklamasına ilişkin değerlendirmede bulunan Turan, şu ifadeleri kullandı:
“HDP’nin küstahlığı ve şımarıklığı artık arşa ulaşmış durumda. HDP, siyasi parti mi yoksa bir terör örgütünün maşası mı buna karar vermesi lazım. Öcalan’ın cezaevi koşuları iyileştirilsin diye bir vekil, açlık grevi yapıyor ve Meclis’ten de yardım istiyor. Meclis’in görevi, terör faaliyetlerine destek olan insanlara yardımcı olmak değil, terörü bitirmektir. Çok istiyorlarsa, bu açlık grevi yapan arkadaşlarına dönsünler, ‘Bu yaptığın yanlıştır. Sağlığına da yanlıştır. Teröre destek olmaktır. Vazgeç.’ demeleri lazım. Ama bunların hepsi potansiyel bir Leyla Güven olduğundan dolayı, meseleye böyle yaklaşıyorlar. Keşke, HDP, bu milletin verdiği krediyi iyi kullanmış olsaydı. Terör sevici olarak değil de bu milletin hizmetinde olsalardı.
Sezai Temelli, sözüm ona Genel Başkan. ‘Kürdistan’da biz kazanacağız. Batıda AK Parti ve MHP’ya kaybettireceğiz’ diyor. Bu bir defa CHP-İYİ Parti ittifakının bir itirafı. Anayasal sistem içerisinde Kürdistan diye bir tanımımız yok. Bu dilin tehlikeli bir dil olduğunu ifade etmek isterim. Kendilerini Kandil’in sözcülüğünden vazgeçmeye, daha özgür olmaya davet ediyorum. Biz Türk’üyle, Kürt’üyle, Laz’ıyla, Arap’ıyla bir bütünüz. Bu, Kürdistan değil, kendilerinin ‘hayalistan’da yaşadığını gösterir.”
“CHP, milletin ucuz mal tüketiminden rahatsızlık duyuyor”
Tanzim satış noktalarına ilişkin bir soru üzerine Turan, CHP’nin, milletin ucuz mal tüketiminden rahatsızlık duyduğunu ifade etti. CHP’nin, “altı ok”un hepsini kaybettiğini belirten Turan, “Bir parça ‘halkçı’ olduklarını düşünüyorduk. Ama bu son açıklamayla halkçı olmadıklarını gördük. Ok kalmadı. Eski yıllardaki CHP kuyruklarıyla kıyas yapıyorlar. Eskiden bu kuyruklar ‘mal yok’ diye vardı, karne ile vardı. Şimdi piyasa ekonomisi içerisinde her markette bu ürünler var. Ama halkımız bu ürünleri daha ucuz alabilsin diye böyle bir imkan sunuluyor. Mal yokluğundan değil, bu başka bir dertle yapılan iş. Biz halkımızın yanında olmaktan, fiyatları aşağı çekmekten gurur duyuyoruz. ” diye konuştu.
“AK Parti yapınca kötü” demenin bir muhalefet tarzı olmaması gerektiğini vurgulayan Turan, “2 bin 500 liralık kitabı almak için sıraya girenlerle dalga geçmeyen CHP’nin, tutup da burada halkın kendi ihtiyaçlarını alırken dalga geçer tarzda konuşmasını çok ayıplıyorum.” dedi.
Bu seçimin, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun da son seçimi olacağını savunan Turan, şu değerlendirmede bulundu:
“Bugüne kadar kaybettiği 9 seçimin hepsinde bırakacağını açıkladı ama hiçbirinde bırakamadı. Toplumdan, kendi partisinden kopuk bir liderin seçimden sonra görevinde kalamayacağını düşünüyorum. Ataşehir ve Maltepe başta olmak üzere ortaya konulan hesabi yaklaşımların Kılıçdaroğlu’na çok büyük bedel ödeteceğini düşünüyorum. Muharrem İnce’ye yakın olanları başarı ve liyakate bakmaksızın tasfiye edip, kendisiyle iyi ilişki kuranların başkanlığa devam etmesini sağlaması, bir lidere çok büyük bedel ödetir.
Sürekli bizi tek adamlıkla suçlayan Kılıçdaroğlu’nun nasıl tek adam olduğunu görmüş olduk. Ali Kılıç’ı Maltepe’de teşkilatı istemedi, çok iddialı dedikodular oldu. Kılıçdaroğlu’na karşı kendi partisi yürüyor, bu tam bir komedi. Bu Ali Kılıç’a olan sahipliğin altında ne yattığını CHP’nin kendi tabanı sorgulayacaktır. Gelinen yerde CHP’nin, bu kadar tek ada+m anlayışı dayatmasıyla başkan adayı seçmesi gibi konulara bakıldığında, bu adamlardan bırakın ülke yönetmek, apartman yöneticisi bile olmaz.”
İş Bankası hisselerinin Hazine’ye devriyle ilgili sürece ilişkin bir soru üzerine Turan, bu konuda, takvimin bekleneceğini dile getirdi.
Bülent Turan, buradaki temel yaklaşımın, “partilerin ticaret yapamaması” olduğuna dikkati çektti.
Ayrıca, CHP’nin tüzel kişiliğinin 1980 darbesinde kapatıldığını ifade eden Turan, “Tüzel kişilik öldü. Tabiri caizse CHP yok. 1980’deki darbeden sonra tüm partilerle beraber CHP de kapatıldı, tüzel kişiliği yok oldu. Atatürk’ün kurduğu partinin kendisi, tüzel kişi olarak da resmi olarak da filli olarak da 1980’de bitti. Bu yeni bir parti. İsim benzerliği olan yeni bir partiden bahsediyoruz.” şeklinde konuştu.