ATAŞEHİR KENT KONSEYİ: HALKIN SESİ. BELEDİYENİN GÖZÜ.

ATAŞEHİR KENT KONSEYİ: HALKIN SESİ. BELEDİYENİN GÖZÜ.

  • Sesli ve Görüntülü izleyin


Sevgili dostlar,

Bugün, gazeteci Serkan Şimşek beyin davetlisi olarak ataşehit Kent Konseyi’nin toplantısına katıldım.

Bilgi aldım ve anlamaya çalıştım.

Anladığım ve küçük araştırmalarım sonucunda  bu platformun, aslında halk için ne kadar kritik bir öneme sahip olduğunu bir kez daha fark ettim.

Kent konseyleri, sadece belediyenin sözcüsüymüş gibi algılansa da gerçekte halkın sesini duyurduğu, mahallelerin sorunlarını dile getirdiği bir yapı.

Ancak, bu potansiyelin ne kadar hayata geçirildiği, büyük ölçüde yerel yönetimlerin tavrına bağlı.

Kent konseyleri, halkın katılımını artırma ve mahallelerdeki sorunların çözümüne katkı sağlama noktasında inanılmaz bir potansiyele sahip.

Ama maalesef, bu platformlar bazen sadece “görünürlük” sağlayan birer figüran gibi kalıyor.

İşin acı kısmı ise şu: Eğer bu yapı gerçekten etkin olsa, neler yapabileceğini bir düşünün.

Deprem, mülkiyet sorunları ve doğal alanların korunması gibi meseleler, kent konseylerinin doğru yönlendirmeleriyle çok daha hızlı çözülürdü.

Deprem ve Afet Farkındalığı

Ataşehir gibi deprem riski yüksek bir bölgede, kent konseylerinin yaptığı afet farkındalığı çalışmaları ve Mahalle Afet Gönüllüleri oluşturma girişimleri gerçekten önemli.

Ancak bu eğitimlerin ve projelerin daha geniş kitlelere ulaşması için yerel yönetimlerin daha fazla katkı sağlaması gerekiyor.

Belediyelerin bu tür farkındalık çalışmalarını yeterince desteklemesi, bu tür sivil yapılanmaların ne kadar güçlü olabileceğini gösterir.

Yeni Çamlıca Mahallesi’nde devam eden mülkiyet sorunu, halkı ciddi şekilde zor durumda bırakıyor.

Heleki deprem kapımızda iken.

Kent Konseyi’nin bu sorunu gündeme getirmesi ve mahalle muhtarlarıyla işbirliği yapması elbette olumlu bir adım.

Ama unutmayalım, bu tür kronikleşmiş sorunların çözümü tek başına konseyin çabasıyla mümkün değil. 

Yerel yönetimlerin ve ilgili kurumların süreci hızlandırması gerekir, yoksa halkın güvenini yanında canınıda  kaybetmek kaçınılmaz.

Kayışdağı Ormanlığı’nın halka açılması önerisi, önemli bir mesele. Şehir içinde kalan bu ormanlık alan, bölgeye nefes aldıracak bir yeşil alan olmalı.

Ancak bu alan, maalesef özel sektöre peşkeş çekilmiş durumda.

Şu an Orman Bakanlığı tarafından kiralanan ve bazı özel kişiler tarafından kullanılan bu alan, halkın kullanımına açılmalı.

Kent Konseyi, bu konuda daha etkin bir mücadele başlatmalı.

Çünkü doğal alanların korunması sadece çevresel bir sorun değil, aynı zamanda halkın yaşam kalitesinin artmasıyla doğrudan ilişkili bir konu.

Sonuç olarak

Kent konseyleri, yerel yönetimlerin bazen görmezden geldiği, gözden kaçırdığı, hatta önemsemediği sorunları gündeme getirebilir.

Ancak bu platformların etkinliği, sadece önerilerle sınırlı kalmamalı.

meclisde bir yeri olmalı.

Belediyeler, bu önerileri dikkate alıp harekete geçmeli.

Kent konseylerinin gerçekten etkili olabilmesi için yasal düzenlemelerin yapılması ve bu yapıları daha fazla güçlendirecek adımların atılması şart.

Unutmayalım, halkın sorunlarını çözme yolunda gerçek bir güç olabilmek için, kent konseylerinin sadece bir aracı değil, aynı zamanda karar verici  bir mekanizma haline gelmesi gerekiyor.

Analiz. Nejmettin yıldırım

Sosyal Medyada Paylaşın:

BİRDE BUNLARA BAKIN

Düşüncelerinizi bizimle paylaşırmısınız ?