Kim bu yalaka.
Kim bu dalkavuk.
Kim bu iş bilmez ,hesap bilmez.
Kendilerini ne sanıyorlar.
Kraldan çok kralcı olmak. kendilerine ne kazandırıyor.
Yağcılığın biraz daha ilerlemiş haline dalkavukluk derler ya..
Bu değerlendirmeyi yaparken, aklıma patlıcan Dalkavukluğu geldi.
Bu tip kişiler Cumhurbaşkanı ,milletvekili ve bakan görmesinler
yalarlar da yalarlar…
Tamam tamam sabırsızlanmayın, anlatayım.
Padişahın biri patlıcanı çok severmiş.
Ne zaman “şu patlıcan musakkaya bir türlü doyamıyorum” dese.
Dalkavuğu da; “Aman padişahım, siz söyleyince ağzımın suyu akıyor, akşam olsa da yesek.”
Padişah imambayıldıdan söz edecek olsa; “şu imambayıldıyı icat edenin mekânı cennet olsun, nefis bir yemek, insan yemeye doyamıyor” dermiş.
Padişah; karnıyarıktan, patlıcan dolmasından, kızartmasından, kebabından, patlıcan salatasından, turşusundan ve reçelinden söz ettikçe, dalkavuk da göklere çıkarırmış.
Gel zaman git zaman padişah patlıcandan nefret etmiş, sofraya değil yemeği, salatası, turşusu, tatlısı patlıcanın “p” harfinin gelmesini bile yasaklamış.
“Şu patlıcan musakkanın neresini beğenirler de yerler, bir türlü anlamıyorum” dediğinde .
Dalkavuk da padişahın sözünü tamamlarmış. “Aman padişahım bu musakkanın yenilmesini yasaklamak lazım.”
Padişah bir başka gün;
“Bu insanlara hayret ediyorum; o kadar güzel salata çeşidi varken akşam yemeğinde tutup patlıcan salatası yiyorlar, anlamak mümkün değil.”
Dalkavuk sözünü kesercesine atılarak eklemiş, “insanlarda damak zevki diye bir şey yok, en iyisi patlıcanın yetiştirilmesini yasaklamak. Adını bile duymaktan nefret ediyorum.”
Bu konuşmaları duyan biri dayanamamış ve padişahın olmadığı ortamda dalkavuğa sormuş.
“yahu sen bir zamanlar patlıcanı met eder ve adeta göklere çıkarırdın, şimdi ise patlıcanı ve yemeklerini kötülüyorsun, nasıl olur da bu kadar değişebilirsin, hayret”
Dalkavuk da hemen yanıtlamış:
Bunu neden anlattım . Bugün işte tam bu olayı yaşadım…
Ak parti İstanbul Milletvekili sayın Vedat Demiröz Yedpa Ticaret Merkezi esnaf ziyaretine gelmişti. yerel seçimlerde yaptıkları yanlışlıklara öz eleştirisi, erdemliliğini gösterdi.
Bu cesaretle bende bir soru sorayım dedim ..
Gayet net cevaplar da aldım .
Ancak Ak Partiye ve Teşkilatlarına Yöneltilen eleştirilere Sayın Milletvekili gayet Olumlu ve kibar cevaplar verirken ; o an salonda bulunan fıkranın figüranı dalkavuk ortaya çıktı ve tepki verdi..
Neyse Derler ya eşeğin hatırı yoksa, sahibinin hatırı var .
Ancak eşşek eşekliğini yapacak toplum içinde kendini parlatacak ama semerin olsa da hep eşşek kalacak …
Eğitim ve kültürün değil sonradan görme paranın hadsiz cesareti ile zurna gibi çirkin bir ses ile ‘’yeter çık dışarı daha soru sorma ‘’ diye dalkavuk böğürdü.
Hangi sıfat ve hakla eleştirilere karşı (üstelik eleştiri veya yorumlar kendisini ilgilendirmez iken) atlama ihtiyacı duydu.
İster iş adamı ister bir milletvekilinin yakını veya kim olursan haddini bilecek hududunu tanıyacaksın.
İşte bu dalkavuklar nedeni ile halkın sorunları görmezlikten gelinir ve millet küstürülür. Cumhurbaşkanına oy kaybettirir.
Aslında bu milletin sizler kamburu olmuş bürokrasiyi ve tanıdıklarınızı kendi menfaatlerinize iş yaptırır tüyü bitmemiş yetimin hakkına saldırırsınız..
kendinize göre fetva aldırırsınız…
Ey Dalkavuk ve benzeyenleri …
Hiç kimse eleştiriden münezzeh değildir ve hiç kimse bir başkasına yalakalık ve dalkavukluk yapmak adına ulu orta hadsizlik yapmak durumuna sahip de değildir.
Bu durumda bir büyüğüm şunu derdi;
SU kadar duru zihnini yorma , adam olmayanın sözlerini içine AT-ma derdi.
Evet Adam olmayanların sözlerini içimize atmamak , kendimize havlatmamak lazım..
Neyse fazla BAYRAM-LIK ağzımı açtırmayın. Bu dalkavuğunda ismini bana yazdırmayın…
BU YAZIMI ÖYLESİNE , ÇALAKALEM YAZIYORUM .
VAKTİ SAATİ GELİNCE BAMBAŞKA TÜRLÜDE YAZMASINI BİLİRİZ..
Necmettin bey merhaba yazılarınız akıcı, sürükleyici, heyecan ve merak içeriği taşıyor.Tebrik ediyorum, başarılar .