Türkiye’den 151 belediyenin yer aldığı, 28 ülkeden farklı belediyelerin katkı verdiği uluslararası birliğe dönüşen TDBB’nin birçok yerde önemli bir yerel yönetim platformuna dönüştüğünü dile getiren Kurtulmuş, yerel yönetimlerin ulusal diplomasi açısından önemini vurguladı.
Kurtulmuş, şehir ve yerel yönetimlerde diplomasi denilen yeni bir alan ortaya çıktığını, belediyeler arasında ortak faaliyetler, bakış açıları ve iş birliği hareketlerinin yerel yönetimlerdeki diplomasi faaliyetlerinin önemli bir parçası olduğunu belirterek, TDBB’nin Orta Asya’dan Balkanlara kadar çok geniş coğrafyada bilgi ve birikimi ortaya koyabilecek önemli bir platform olduğunu kaydetti.
Tarihi ve kültürel mirası koruma ve geliştirmenin TDBB’nin en önemli hususiyetlerinden olduğunu ifade eden Kurtulmuş, bu coğrafyada yoğunlaşan savaşların bir bir ortadan kaldırmaya başladığı kültürel ve tarihi mirasın yeniden üretilmesi gerektiğini vurguladı.
Kurtulmuş, Suriye’deki dünyanın yaşayan müzesi olarak görülen Şam ve Halep’in nasıl ortadan kalktığını, tarihi mirasın nasıl yok olduğunun bilindiğini anlatarak, TDBB’nin önemli bir görevinin de savaşlar ve iç çatışmalarla ortadan kaldırılmaya çalışan tarihi ve kültürel mirası korumak, güçlendirmek ve sonraki nesillere aktarmak olduğunu söyledi.
“ŞEHİRLEŞME EĞİLİMİ HIZLA ARTIYOR”
Numan Kurtulmuş, günümüzdeki yeni şehircilik anlayışlarının dünyaya örnek modeller olarak sunulması gerektiğini dile getirerek, dünyada hızla artan şehirleşme eğilimine değindi.
Şu anda dünya nüfusunun yaklaşık yüzde 55’i, hatta daha fazlasının 1 milyonu aşkın şehirlerde yaşadığını belirten Kurtulmuş, “Bu trend böyle devam ederse bu yüzyılın sonuna gelindiğinde dünya nüfusunun yüzde 80’i şehirlerde yaşayacak. Bu karşımıza birkaç tane temel mesele çıkartıyor. Bunlardan bir tanesi sürdürülebilir bir kalkınmadır. Temiz bir çevreden, temiz sudan, gelir dağılımı adaletinin sağlanmasına ortak barış ve huzur içinde yaşama imkanları ve güvenliğe kadar çok farklı alanlarda yeni perspektiflerin zorunlu olduğu bir dünyaya gidiyoruz.” dedi.
Dünyanın küresel olarak karşılaşacağı sorunlardan birinin de hızlı şehirleşmeye bağlı gıda güvenliği olduğunu belirten Kurtulmuş, artık dünyada çok az sayıda insanın kırsal alanlardaki tarımla ilgileneceğini, gıda alanında dünyaya hakim olacak şirketler ortaya çıkacağını anlattı.
Hızlı şehirleşme konusunda gıda güveniliğinin de sürdürülebilir kalkınmanın parçası olarak göz önünde bulundurulması gerektiğini dile getiren Kurtulmuş, “2000’de 1 milyonu aşkın 371 şehir vardı. 2018’de bu rakam 548’e çıkmış, 2030’da ise yaklaşık 708 şehir 1 milyonun üzerinde nüfusa sahip olacak. Bu yeni bir yükün ortaya çıkması demektir. Bunun için dayanışma içerisinde, ortak perspektif geliştirerek gerçekten güçlü, örnek bir belediyeciliği ortaya koyabilmemiz lazım.” diye konuştu.
Kurtulmuş, şehirler yeniden imar edilirken insanların havaya ve suya hasret kaldığı kentler değil, hayatı kolaylaştıracak, kendi kimlikleri üzerinden yeniden inşa edilecek şehirleşmeye ihtiyaç duyulduğunu kaydetti.
Katılımcı, demokratik şehir yönetimlerini ortaya koymak gerektiğini anlatan Kurtulmuş, Türkiye olarak 25 yıllık süreçte bu anlamda önemli bir mesafe alındığını vurguladı.
“TÜRKİYE GÜÇLÜ BİR YEREL YÖNETİMLER BİRİKİMİNE SAHİP”
Numan Kurtulmuş, Ülkenin güçlü yerel yönetimler birikimine sahip olunduğunu belirterek, şöyle konuştu:
“Bu güçlü yerel yönetimler birikiminin bize öğrettiği bazı hususları paylaşmak isterim. Başarılı bir yerel yönetim perspektifi için şehirlerimizi halkla birlikte yönetmek zorundayız. Herkese adil davranmak, belediye başkanları olarak bize oy vermeyenlere de adil bir şekilde yeni şehircilik anlayışıyla hizmet etmek. Dürüst ve şeffaf hareket etmek. Menfaat yerine, şehir rantları yerine hizmeti esas almak, yeniliğe açık olmak, üretime ve şehre yeni kaynak oluşturmaya gayret etmek ve şehir ekonomisinin oluşması için çaba sarf etmek. Rant üreten değil, değer üreten şehirleri ortaya koymak. Sosyal ve kültürel alanda toplumun genel eğilimlerine dikkat ederek, sosyal belediyeciliğe katkı sunmak. Bu söylediklerimin her birinin ardında en az 25 yıllık bir birikim, tecrübe vardır. Eğer bunları yapabilir, kentin bütün aktörlerini, üniversiteleri, ekonomisi, sanatkarını, üretimini, düşünce insanlarını, gençlerini hep beraber aynı pota içerisinde bir araya getirir, bunları ortak hedefler çerçevesinde bir istikbale doğru yönlendirebilirsek şehirlerimiz mamur şehirler olur, dünya kentleri haline gelir.”
Kurtulmuş, bunlar yapılamazsa şehirlerin birçok sorunun altında ezileceğini ifade ederek, TDBB’nin yeni şehirler oluştururken bunlara dikkat etmesi gerektiğini anlattı.
“MİLLET VARLIĞIMIZ 82 MİLYONDAN İBARET DEĞİL”
Kurtulmuş, millet varlığı denilen şeyin sadece Türkiye’de yaşayan 82 milyondan ibaret olmadığını belirterek, “tek bayrak, tek millet, tek vatan ve tek devlet”in sadece Türkiye’deki vatandaşlardan ibaret bir coğrafya ve kültür tanımlaması olmadığını söyledi.
Millet varlığının Mostar Köprüsünden Orhun Abidelerine, Budapeşte’den Asya’nın en doğusuna, Kırgısiztan’dan Güney Afrika’ya, Cezayir’den Endonezya’ya kadar gittiğini belirten Kurtulmuş, millet varlığının geniş coğrafyada, ortak hedeflere yönelebilecek yüz milyarlarca insanı kapsadığını anlattı.
Numan Kurtulmuş, 13 ülke bayrağında ay ve yıldız bulunduğunu dile getirerek, bu sembolün sadece Türkiye Cumhuriyetinin bayrağında yer almadığını, büyük medeniyeti sahiplenmiş ülkelerin de bayrağında bu semboller olmasa da zımnen yıldızın ve ayın temsil ettiği mana bulunduğunu kaydetti.