Bir ameliyat yarası veya bir yaralanmayla oluşan kesi, dikkatli ve kuralına uygun şekilde onarılsa bile kalıcı bir izin daima oluşacağını söyledi.
Kargı, yara iyileşmesi sonucu oluşacak izin kişiye ve vücut bölgelerine göre farklılık gösterdiğini aktardı. İzin ne şekilde sonuçlanacağını önceden kestirmenin mümkün olmadığına değinen Kargı, “Yara izi ve güneş ışığı ilişkisi önemli bir konudur. Yara iyileşmesinin erken dönemlerinde güneşlenme skarlı alanlara zararlı etki yapar. Bu nedenle güneşte yanmaktan ve bronzlaşmaktan kaçınmak erken dönemde gereklidir. Güneş koruyucu kremler kullanılmalıdır.” diye konuştu.
Yaralanmalarda ilk müdahaleyi plastik cerrah yaptığı takdirde yara izinin daha iyi olacağını vurgulayan Kargı, şöyle devam etti:
“Ancak acil bir durumda bu çoğu zaman mümkün olamamaktadır. Bu gibi durumlarda müdahale sonrası dönemde pansuman ve yara iyileşmesi döneminde uygulanacak tedavi ve girişimler ile yara izini azaltmak mümkün olmaktadır. Yara izlerinin yok edilmesi mümkün değildir. Önerilen çeşitli krem ve bazı cihazların kullanımı, yara izinin dış görünümünde belli ölçüde düzelme sağlayabilir ancak hiçbir zaman yok edilemez. Bu amaçla estetik cerrahi ameliyatları, lazer, dermabrazyon, silikon pansuman, steroid enjeksiyonu gibi teknikler ve bazı ilaçlar kullanılır. Yara izlerini ameliyat ve ameliyat dışı yöntemlerle tamamen yok eden bir tedavi yoktur.” Hangi nedenle oluşursa oluşsun hiçbir yara izinin tamamen yok edilemeyeceğinin altını çizen Kargı, plastik cerrahide yara izlerinin masaj, krem ve ameliyatla daha kabul edilebilir ve daha az belirgin hale getirilebileceğini ya da gizlenebileceğini sözlerine ekledi.