Çevre ve Şehircilik Bakanı Mehmet Özhaseki, “Hedefimiz 15 yıl içerisinde 7,5 milyon binayı dönüştürmek, bunun 150 bin civarı İstanbul’da, geri kalanı Anadolu’da. Bunu yaptığımızda görevimizi hakkıyla yapmış oluruz. Ondan sonra deprem gelirse gelsin, bize bir şey olmaz.” dedi.
Bakan Özhaseki, Hürriyet gazetesi öncülüğünde ve Lineadecor proje ortaklığında dördüncüsü gerçekleştirilen “Sign of the City Awards” gayrimenkul yarışmasının ödül törenine katıldı.
Burada konuşan Özhaseki, ödül alanları kutlayarak, Hürriyet ailesine bu çalışmayı gelenekselleştirdiği için teşekkür etti.
Özhaseki, şehirlerin geleceğinin yöneticilerin ufuklarıyla doğru orantılı olduğunu vurgulayarak, “Ülkemiz adeta bir açık hava müzesi gibi. Geriye baktığımızda iki medeniyet inşa etmişiz; Osmanlı ve Selçuklu medeniyeti. Bu medeniyetlerle övünmek bizim hakkımız ama geleceği inşa etme adına da gayret etmek bizim üzerimizde bir görev ve yükümlülük olarak duruyor. Bütün bu çabalar da geleceği inşa etme adına çabalar.” ifadelerini kullandı.
Türkiye’de şehre dair planlamaların geç yapıldığını ve göç olayının çok geç yaşandığını belirten Özhaseki, Batı’da sanayi devrimiyle göçler yaşandığını, şehirlerin oluştuğunu, Türkiye’de ise bunun 1950’lerde başladığını aktardı.
Bakan Özhaseki, bu göç dalgasına sorumlu mercilerin hazırlıksız yakalandığını ifade ederek, “Daha sonra belediyelerde biraz ideolojik tavırla, ‘bırakın yapsınlar, gecekondular oluşsun, yarın öbür gün zaten biz bunları eyleme götürürüz, arka bahçemizden oy alırız’ gibi düşüncelerle varoşlaşmaya doğru adımlar atılmış. İstanbul’da 1950’li yıllarda çok cüzi olan gecekondu sayısı 1994’e gelindiği zaman 640 bin. Bundan daha fazla da kaçak yapı var.” diye konuştu.
Kentsel dönüşümü bu durumdan dolayı istediklerini dile getiren Özhaseki, şunları kaydetti:
“Kentsel dönüşümü, 2000’li yıllara kadarki yapılar için yapmak istiyoruz. Bu yapıların hepsi risk oluşturuyor. Geldiğimiz noktada şehirlerimiz için bir tanımlama gerekirse, biraz kimliksiz ve sağlıksız yapılara ulaştığımızı söyleyebiliriz. Bunu bir siyasi kaygı taşımadan söylüyorum. Bu şehirlerdeki suç, ortak bir sorumluluktur. Mimarın sorumluluğu varsa, kaçak yapı için zorlayan vatandaşın sorumluluğu yok mu, buna göz yuman belediyenin sorumluluğu yok mu? Ortak bir sorumluluk var burada. Şimdi çabamız, kentsel dönüşümle sağlıklı ve doğayla iç içe şehirler ortaya koymak.”
“Tedbir almamız gerekiyor”
Özhaseki, “Bilim adamları İstanbul’da 2030-2040 arasında büyük bir depremin yaşanacağını, öte taraftan İstanbul için 7 şiddetinde bir depremin olacağını söylüyorlar. Bunların hepsini bilerek bizim bir şeyler yapmamız lazım. İstanbul için, gerek İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin gerek TBMM’nin hazırladığı raporlar bizi korkutuyor. Bu iki raporda riskli yapı ve kullanılamayacak hale gelecek konut sayısı 600 bin olarak veriliyor. Ölü sayısını söylemek istemiyorum. Onun için bizim bir an önce tedbir almamız gerekiyor.” dedi.
Kentsel dönüşümle ilgili şehircilik şuraları düzenlediklerini hatırlatan Özhaseki, “Birinci esas yerinde dönüşüm. İkincisi herkesi ev sahibi yapmak. İnsanları hatırası olduğu yerde tutmak esastır. Finans noktasında sıfır faizli destekler geliyor. Hedefimiz 15 yıl içerisinde 7,5 milyon binayı dönüştürmek, bunun 150 bin civarı İstanbul’da, geri kalanı Anadolu’da. Bunu yaptığımızda görevimizi hakkıyla yapmış oluruz. Ondan sonra deprem gelirse gelsin, bize bir şey olmaz.” ifadesini kullandı.