Sesli dinle

Sevgili Dostlar,

AK Parti’nin iktidara geliş süreci ve 20 yılı aşkın süredir Türkiye’nin siyasi arenasındaki varlığı, pek çok vatandaş için umut verici bir başlangıç olarak görülmüştü.

1994 yılından itibaren Recep Tayyip Erdoğan ve AK Parti’ye olan desteğimiz, ülkenin geleceğine dair beklentilerimizi ve umutlarımızı temsil ediyordu.
Ancak zaman içinde yaşananlar, bu umutların ne kadar kırılgan olduğunu bize gösterdi.

Yanlış Yollar ve Hatalar

AK Parti’nin iktidarı süresince birçok olumlu gelişme yaşandı; altyapı projeleri, sağlık reformları ve eğitim alanında yapılan iyileştirmeler bunların başında geliyor.

Ancak, bu başarıların gölgesinde kalan ve halkın gözünden kaçmayan pek çok hata da yapıldı.

Özlem Zengin, Mehmet Şimşek ve millete takla atta görelim diyen İdris naim Şahin gibi milletvekillerinin halkı temsil etme noktasında yetersiz kaldığına tanık olduk.

daha adını hatırlamadığım  isimlerin, halkın ihtiyaçlarına kulak vermekten ziyade kendi çıkarlarını gözettiği algısı, partinin tabanında büyük bir hayal kırıklığı yarattı.

Erdoğan’ın Tutumu ve Tepkiler

Recep Tayyip Erdoğan, partinin lideri olarak birçok defa eleştirilerle karşı karşıya kaldı. Özellikle son yıllarda, parti içindeki olumsuzlukları görmezden geldiği ve belirli isimlere ayrıcalık tanıdığı yönündeki eleştiriler arttı.

Halkın beklentilerini karşılamaktan uzak olan bu tutum, partinin güvenilirliğini zedeledi.

Üç markete bile sözünü geçiremeyen bir iktidar görüntüsü, ekonomik sorunların daha da derinleşmesine neden oldu.

Marketlerdeki fiyat artışları, maaşlardaki yetersizlikler ve ekonomik istikrarsızlık, halkın günlük yaşamını doğrudan etkiledi.

Ekonomik Yönetim ve Mehmet Şimşek’in Dönüşü

Ekonomi yönetimindeki başarısızlıklar da dikkat çeken bir diğer husus oldu.

Mehmet Şimşek gibi isimlerin tekrar başa getirilmesi, partinin çözüm üretemediği ve eski hataları tekrarladığı yönündeki algıyı pekiştirdi.

Şimşek’in kimlerin adına çalıştığına dair belirsizlikler, ekonomik yönetimdeki güven sorununu daha da derinleştirdi.

Sonuç ve Gelecek

Bu süreçte bizden gidenler, kaybettiğimiz güven ve yaşadığımız hayal kırıklıkları, artık göz ardı edilemez bir noktaya geldi.

Artık bu partinin bir parçası olamayacağımızı, bu devrin sona erdiğini kabullenmek zorundayız.

AK Parti’nin kapanması gerektiğini düşündüğümüz bu noktada, millet olarak yeni bir başlangıca ihtiyaç duyuyoruz.

Sadece Akparti değil, tüm siyasi parilerde bağırsak temizliği olmalı.  

Halkın güvenini yeniden kazanacak adımlar atılmadıkça, bu devrin kapanışı kaçınılmaz olacaktır.

BOZUK SİSTEMİN  İÇİMDEKİ MUHALİF PARTİLER AŞAĞI DEĞİL.

halkın gündelik ihtiyaçlarına ve sorunlarına yönelik çözümler üretmek yerine sunî gündemlerle şu kötü devlet sisteminin savunucusu oldular.

Toplumun refahı için çalışarak  ikridara doğru muhalefet yapmak yerine , kolaycılığı kaçıp

hak , hukuk, adalet diyerek  “yaşasın cumhuriyet”  dediler milletin zamanını yediler..

Sevgili dostlar, bizler bu süreçte hiçbir zaman kişisel çıkar peşinde koşmadık. Ancak, bizden çok şey alındığını ve artık kaybedecek bir şeyimizin kalmadığını da görüyoruz.

Bozuk bir sistem üzerine doğrular kurulamaz. Kurulsa bile, milletin yararına olamaz.

Devlet Sistemi yeniden yapılandırılmalı, tertemiz bir temel üzerinde toplum oluşturulmalıdır.
Temiz toplum için siyaset yapacak millet gibi yaşayacak siyasetçiler kazandırılmalı. 
KİBİR ÜZERİNE KURULU BU DEVLET SİSTEMİ DEĞİŞMELİ .
Ahlaklı toplumla ,  Zarar görmüş Eğitimden , Adalete  yeniden yapılandırılmalı.

BU OLUŞUMDA TOPLUMUN  REFAHI ANCAK AHLAKÎ  EĞİTİM DEĞERİ  İLE OLUR.

Bundan sonraki yolculuğumuzda, umarım ki daha adil, şeffaf ve halkı gerçekten temsil eden bir yönetimle karşılaşırız.

Ama bu devlet sistemi ve temiz ve ahlaklı toplum olmadıkça zağarlar hep olacak

Sürçü Lisan Ettiysek Affola.

KALIN SAĞLICAKLA.

Not; zağar  adlı videomu izlemenizi tavsiye ederim. https://youtu.be/bgvKJLTSIqw?si=hoMXq3leaNzTcal5