Türkiye, derin bir ekonomik krizle boğuşuyor.

Ancak ne hükümet ne de muhalefet, halkın derdine çare olabilecek gerçekçi çözümler üretiyor.

Hükümetimiz zamlarla halkı ağır bir yük altına sokuyor, ekonomiye dair sorunları suni gündemlerle perdelemeye çalışıyor.

Vergilere yapılan %45’lik zam, asgari ücrete %30’luk artış, elektrik, doğalgaz ve gıda fiyatlarındaki fahiş artışlar halkı derinden etkiliyor.
Sanki ekomomiyi bozarak bilinci bir şekilde bu milleti çin modeline geçirip halkı köleleştirmek mi ? Yoksa.

Ancak iktidar, bu sorunları çözmek yerine, geçici ve yüzeysel önlemlerle halkın sesini duymadan kendi yoluna devam ediyor.

Geçmişte simit hesabıyla eleştirilen hükümetler, şimdi aynı yolu izleyerek halkı çıkmaz bir yola sürüklüyor.

hem özel sektörde zamlar.
resmi kurumlarda ise vergi ve harçlara dur demiyen hükümetimiz, işçi ve emekliye dur diyor.

Artık milleten alırken kepçeyi büyütüp, verirken cımbızla veriyor.

Ancak bu sadece iktidarda yok.
Muhalefete onlardan kalır yanı yok. halkın derdini anlamak yerine suni gündemlerle toplumun huzurunu bozmaktan başka bir şey yapmıyorlar.

Gerçek ekonomik sorunlar ve halkın yaşamını doğrudan etkileyen meseleler yerine, gündemi değiştirmeye yönelik açıklamalar ve politikalar, halkın algısını manipüle etmekten öteye gitmiyor.

Bu süreçte, iktidarın ekonomik politikalarını eleştirirken, muhalefet de halkı anlamaktan çok, ideolojik çıkarlarını ön planda tutuyor.

Ve bu karmaşanın ortasında, belediyeler de sorumluluğunu yerine getirmiyor.

Son yıllarda İktidar partisine ait belediyelerdeki kibirle gelen başarısızlık, muhalefetin yönetimindeki belediyelerde de aynı şekilde devam ediyor.

Şehirlerdeki altyapı sorunları, yetersiz hizmetler, plansız projeler ve halkın taleplerine duyarsızlık, halkın belediyelere olan güvenini zedeliyor.

Özellikle küçük iktidar belediyelerinde, yöneticilerin başarısızlığı halkı daha da umutsuz hale getiriyor.

Halk, bir yanda zamlar ve ekonomik krizin ağır yüküyle boğuşurken, diğer yanda da siyasi kadrolar arasındaki çekişmelerin ve suni gündemlerin arasında sıkışıp kalıyor.

Ne iktidar ne de muhalefet, halkın derdine derman olacak bir yaklaşım sergilemiyor.

Türkiye’nin acilen yeni bir siyaset anlayışına ihtiyacı var: Halkı dinleyen, gerçek çözüm önerileri sunan ve siyaseti ideolojik çatışmalardan arındırarak insan odaklı hale getiren bir liderlik.

Aksi takdirde, bu tıkanıklık devam edecek ve halk daha da yoksullaşarak, zamlarla dolu bir geleceğe mahkûm olacak.

Siyaset, artık sadece iktidar ve muhalefetin oyun alanı değil; halkın, kendisini yeniden var edebilmesi için umut bulması gereken bir alan olmalı.

Analiz : Nejmettin YILDIRIM

sesli ve görüntülü izle