Nejmettin YILDIRIM
Nejmettin  YILDIRIM
aninda@atasehirdenhaber.com
AİLEYİ GÜÇLENDİRMEK: AHLAKİ DEĞERLERLE TOPLUM İNŞASI.
  • 0
  • 26
  • 15 Ocak 2025 Çarşamba
  • 1 Star2 Stars3 Stars4 Stars5 Stars (No Ratings Yet)
    Loading...
  • +
  • -

Sesli ve Götrüntülü izle.


Sevgili Dostlar,

Defalarca yazdım, defalarca anlattım. Ama sesimizi duyuramadık.

Ulusal televizyonlardaki gündüz kuşağı programları, Türk aile yapısına adeta savaş açmış durumda.

Bakanlar, milletvekilleri, devletimizin tüm kurumları ise sessiz ve hareketsiz.

Oysa ben her zaman milletimiz için faydalı olanı yazmaya, söylemeye çalıştım.

Ancak sesimizin daha geniş kitlelere ulaşması, sizlerin paylaşımları sayesinde mümkün olabilir..

Sayın Cumhurbaşkanımız bu yılı “Aile Yılı” olarak ilan etti.

Fakat bu ilanı kutlamadan önce, aile kavramının bugün geldiği noktayı değerlendirmemiz gerekiyor.

Dünden bugüne, aile yapısı üzerine inşa ettiğimiz pek çok değer ne yazık ki büyük bir erozyona uğradı.

Bu süreç, yalnızca birkaç yılın değil, uzun süredir devam eden ihmalkârlığın sonucu.

1980’ler ve 90’lar Türkiye’sinde, aile kavramı toplumsal yapının merkezindeydi.

Aile, çocukların değerlerle büyüdüğü, birbirine destek olan bireylerden oluşan güçlü bir kurumdu.

Ancak zamanla televizyon programlarının içeriği değişti, değerler yerini reyting kaygısına bıraktı.

Özellikle gündüz kuşağı programları, aile kavramını zayıflatan içeriklerle doldu taştı.

Evlilik programları, magazin programları, ve gerçeği sorgulanan olaylar, toplumsal ahlaki çöküşü hızlandırdı.

Son yıllarda boşanma oranlarının artışı, aile kurumunun ne denli zayıfladığını açıkça ortaya koyuyor.

2000’lerden bugüne, ekonomik krizler, işsizlik ve geçim sıkıntıları aileleri yıprattı.

Aile içi şiddet vakaları arttı, nafaka sistemi adaletsizlikleri beraberinde getirdi.

Kısa süreli evliliklerin bile ekonomik bir plan haline geldiği bir düzen oluştu.

Bu süreçte aileyi koruyacak güçlü politikalar yerine, günü kurtaran yaklaşımlar tercih edildi.

Bu bağlamda, evlilik kredisi ve çocuk teşvikleri gibi uygulamalar dikkat çekiyor.

Yeni evlenen çiftlere sunulan evlilik kredisi, aile kurmayı teşvik etmek amacıyla düşünülmüş olabilir, ancak bu kredinin geri ödeme şartları ve sürdürülebilirliği yeterince değerlendirildi mi?

Aynı şekilde, her doğan çocuk için verilen teşvikler gerçekten aile kurumunu güçlendiriyor mu, yoksa yalnızca nüfus artışını mı teşvik ediyor?

Bir aileyi yalnızca maddi teşviklerle güçlendirmek mümkün değil.

Evlilik kredisi ve çocuk başına yapılan ödemeler, kısa vadede ekonomik bir destek sunsa da, uzun vadede aile içindeki bağları güçlendirmek, değerleri korumak ve sosyal destek sistemlerini geliştirmek çok daha önemlidir.

Çocuk başına ödenen teşviklerin, aile yapısını korumaya değil, sadece nüfus artışını teşvik etmeye yönelik bir politika haline gelmesi, toplumsal başka sorunları da beraberinde getirebilir.

Bu da ahlaki erezyon.

Bugün “Aile Yılı” ilan etmek elbette önemli bir girişim.

Ancak bu girişim, sağlam politikalarla desteklenmedikçe, sadece bir slogandan öteye geçemez.

Aileyi korumak için medya içeriklerinden eğitim politikalarına, ekonomik desteklerden sosyal hizmetlere kadar kapsamlı bir yaklaşım gerekiyor.

Aileyi yeniden güçlü bir yapı haline getirmek, toplumu ayakta tutmanın temel şartıdır.

Dünden bugüne yaşanan bu değişimi görmezden gelerek, sadece “Aile Yılı” ilan etmek yeterli olmayacaktır.

Geçmişten ders alarak, bugünkü aile yapısını daha sağlam temeller üzerine inşa etmeliyiz.

Ancak o zaman “Aile Yılı” anlamını bulur ve gelecek nesillere daha güçlü bir aile yapısı bırakabiliriz.

Analiz. Nejmettin yıldırım

Sosyal Medyada Paylaşın:

Düşüncelerinizi bizimle paylaşırmısınız ?

  • YENİ
  • YORUM