THK yerli ve milli teknolojileri üretebilen çocuklar yetiştirecek.

THK yerli ve milli teknolojileri üretebilen çocuklar yetiştirecek.

İSTANBUL

Türk Hava Kurumu (THK) ve Üniversitesi tarafından, “Okullar için proje tabanlı öğrenme teknolojileri”, “Geleceğin sınıfı laboratuvarı”, STEM eğitimleri” odaklı yeni bir öğrenme modelini geliştirmek ve uygulamak üzere açılacak olan Objectif Sciences International (OSI) Türkiye ofislerine ilişkin bilgilendirme toplantısı yapıldı.

İstanbul Havacılık Müzesi’nde düzenlenen toplantıda, UNESCO resmi ortağı OSI’nin, 25 yıldır dünya genelindeki 60 bölgede uyguladığı ve THK akademisyenleri tarafından ilkokul dahil olmak üzere yerli ve milli teknolojileri üretebilen araştırmacı çocuklar yetiştirmeyi hedefleyen projeler tanıtıldı.

Burada konuşan OSI Kurucusu Thomas Egli, OSI’nin uluslararası düzeyde bir federasyon olduğunu belirterek, Birleşmiş Milletler’e özel danışmanlık sunduklarını söyledi.

Birleşmiş Milletler üyesi olan ülkelerle de bilgi alışverişinde bulunduklarını anlatan Egli, UNESCO gibi kurumlarla da birlikte birçok çalışma yürüttüklerini vurguladı.

Egli, uygulamalı öğrenimin çok önemli olduğunu kaydederek, “Yaparak öğrenme sayesinde 7 yaşından üniversite çağına kadar bütün bireylerin projeye dayalı öğrenmeyle bir şeyler öğrenmelerini sağlıyoruz ve bu sayede öğrenmeyi devam ettirilebilir kılabiliyoruz. Proje temelli öğrenimde yer almak için illa projenizin olması gerekmiyor. Sadece projenizin olması da yeterli değil. İhtiyacınız olan şey tüm faaliyetlerde katılımcı olarak yer almak. Yaptığınız şeyin hem bir anlam ifade etmesi hem de tüm katılımcıların yaptıkları şeyin farkında olması gerekiyor.” diye konuştu.

Birçok kıtada aktif olarak faaliyet yürüttüklerinin altını çizen Egli, çalışmalarını ülkenin kültürel durumlarına göre de şekillendirdiklerini açıkladı.

Konuşmasının ardından Egli katılımcılara OSI’nin bugüne kadar yaptığı çalışmaları içeren bir sinevizyon gösterimi sundu.

TÜSİAD Genel Sekreter Yardımcısı Ebru Dicle ise TÜSİAD’ın 1971 yılında kurulmuş Türkiye’nin önde gelen sanayici ve iş insanlarını gönüllü olarak üye olduğu bir sivil toplum kuruluşu olduğunu anlattı.

Dicle, Türkiye’nin kalkınması ve toplumsal refahı için teknoloji ve inovasyonda yetkinleşmenin olmazsa olmaz konumda olduğunu vurgulayarak, “Dünya ekonomisi yeni bir teknolojik dönüşümden geçiyor. Dördüncü sanayi devrimini yaşadığımızdan bahsediyoruz. Artık ‘Sanayi 4.’, ‘Toplum 5.’ kavramları havada uçuşuyor. Uluslararası alanlarda yeni sanayi devriminin nasıl yaşandığıyla ilgili tartışmalar olduğuna şahitlik ediyoruz. Bunun da temeli dijital teknolojilerin artık hayatımızın her alanını kapsamış olmasıdır. Dijital dönüşümün sosyal ve ekonomik etkileri hesaba katıldığında 2016-2026 döneminde 100 trilyon doları aşan bir ekonomik ve sosyal katkısı olması öngörülüyor.

Türkiye’nin bir sanayi stratejisinin olduğuna dikkati çeken Dicle, şöyle konuştu:

“Hedef, yüksek katma değerli üretimi yapabilmek ve nitelikli insan kaynağına ulaşabilmek. Aslında zamanı ve bu değişimi yakalamanın yolu bilim, teknoloji ve eğitime yatırım yapmaktan geçiyor. İş dünyasında 21. yüzyılın rekabet koşullarında ayakta kalabilmek için mutlaka nitelikli insan kaynağına ve yeni fikirlere ihtiyaç var. Dönüşüm sürecinde insan, fiziksel gücü yerine zihinsel gücüyle ön plana çıkıyor. Hem dünyada hem Türkiye’de şöyle bir tabloyla karşı karşıyayız, yaratıcı, özgün, karmaşık beceriler gerektiren yeni işler doğuyor. Rutin dediğimiz birtakım işler de otomasyona uğrama riskiyle karşı karşıya. Dolayısıyla bu dijital dönüşümün istihdamı arttırıcı yönde etki edebilmesi için yeni nesilleri bu dönüşüme nitelikli bir eğitimle hazırlayabilmek ve mevcut çalışan insan kaynağının dijital dönüşüme uyum sağlayabileceği yeniden eğitimlerle becerilerini artırabilmek.”

Sosyal Medyada Paylaşın:

BİRDE BUNLARA BAKIN

Düşüncelerinizi bizimle paylaşırmısınız ?