ÜÇ VAKİT DAVA ADAMLARI.. |
Daha önce de kaleme almıştım; kapı önünden geçen teşkilatçı, içeride üç gün vakit geçirince dava adamı oluyor diye…
Şu günlerde bu tanımlamama uygun örnekler çoğaldı. Bakıyorum, etrafta, yeni yetme gençler siyaset yapma hevesiyle parti teşkilatlarında görev alıyor. Tabii ki ben de, gençlerin siyasette söz sahibi olmasını isterim. Ancak, bu işin de bir kuralı, kaidesi üslûbu olması gerekir.
Neden mi?
Düşünün, bir genç, eğitimini almadan, birkaç gün hastanede dolaşıp beyaz önlüğü giydikten sonra kendini doktor ilan ediyor.
Bu, mantığınıza yatıyor mu?
Böyle birine canınızı emanet eder misiniz?
Cevabınız ‘evet’ ise, bence sakıncası yok ama olmayacağını hepimiz biliyoruz.
Şimdi efendim, AK Parti teşkilatları, yukarıda anlattığım gibi, kapının önünden geçen herkesi doktor yapmaya çalışan bir yapı olmaya alıştı. Fakat iş o kadar basit değil. Her önüne gelene ‘başkan’ demeye alışmış bir grup insanın toplanıp toplanıp dağılmasına şahsen bir itirazım yok ama işin ciddiyeti, benim itirazımdan daha değerli.
Şöyle ki;
Birtakım gençler, teşkilatlarda pat diye göreve getiriliyor sonra arkadaşlar, hiçbir bilgi ve koalifikasyona sahip olmadıkları halde ciddi ciddi kendilerini siyaset ve dava adamı ilan ediyor.
Keşke ilerleyen zamanda bunlar, yavaş yavaş da olsa bu işi öğrenecek olsalar. Lâkin öyle olmuyor.
Olmayan bilgi ve tecrübenin üstüne zaten bir şey katamadıkları için ilerleme kaydedemiyorlar.
Lafı uzatmayalım Bu arkadaşların, çok değil bir veya iki adım sonra yapacakları ilk şey, önce, mensubu oldukları teşkilata sırt çevirip bir başka partiye geçerek, kendini ‘dava adamı’ olarak pazarlayacaklar. Bunu nereden biliyoruz geçmiş tecrübelerimizden…
Üzülerek tekrar hatırlatmak istiyorum; AK Parti teşkilatları her geçen gün, hem kendini hem de bünyelerine kattığı bu gençlere, siyasete meraklı, hevesli insanlara yazık ediyorlar.
Onları, tabiri caizse, eğitip yetiştirip tecrübe sahibi yapmadan piyasaya sürüyorlar, çok yazık!
Çok değil, birkaç ay sonra önümüzde bir seçim var.
Sonucun ne olacağını elbette bilemeyiz.
Ancak bir önceki seçimde olduğu gibi bu arkadaşların eline bir davul, bir tokmak verip salon toplantılarında tamtam yaptırmaktan başka ellerinden bir şey gelmeyecek.
Maalesef bu arkadaşlar sokakta, vatandaşın karşısında siyaset yapamayacak; doğruları, gerçekleri anlatamayıp sadece tam tam yapacaklar.
İşte beni üzen, yaralayan en büyük nokta bu…
Henüz hayat tecrübesini dahi edinememiş bu yeni yetme siyasetçiler, bu yolla ya yok olup gidecek ya da bozuk para gibi harcanacak.
sürç-i lisan ettiysek affola
kalın sağlıcakla .
Çok güzel anlatmışsınız ne yazık ki aynen öyle birde hepsi kibir abideleri