‘Fedakarlık yapmazsak enflasyonu frenleyemeyiz’.

‘Fedakarlık yapmazsak enflasyonu frenleyemeyiz’.

İSTANBUL

İstanbul Ticaret Borsası Başkanı Ali Kopuz, şubat ayı meclis toplantısında yaptığı konuşmada son zamanlarda yaşanan gıda enflasyonu ve alınan tedbirler hakkında görüşlerini paylaştı.

Kopuz, özellikle gıda fiyatlarındaki olağanüstü artışların engellenmesi için gereken acil çözümün hükümet tarafından yapıldığını belirtti.

Son haftalarda kredi faizlerinde kısmi bir gerileme görüldüğünü ancak bu gerilemenin kalıcı olması için, enflasyonda düşüş trendine girilmesi gerektiğini belirten Kopuz, “Bu noktada, uygulanan para politikası ve TL’deki daha dengeli seyir, enflasyonun gerileme eğilimini destekleyebilir. Bildiğiniz gibi, özellikle son 5 ayda fiyatlarda çok ciddi artışlar oldu. 2019 yılı ocak ayında, aylık en yüksek enflasyon artışı, maalesef yüzde 6,43 ile gıda ve alkolsüz içecekler grubunda gerçekleşti.” ifadelerini kullandı.

Sadece para politikası ve maliye politikası ile enflasyonla mücadele edilemediğini kaydeden Kopuz, “Bu işin bir de ‘direkt kontrol politikaları’ tarafı var. Bu yüzden, tanzim satış ağının kurulmasını, fiyatlarda dengeleme adına gerekli bir müdahale olarak görüyorum. Bu ağın kurulması ile beraber bazı büyük zincir marketlerdeki ürünlerde bir anda yüzde 50’ye varan düşüşler görüldüğü de malumunuz.” yorumunda bulundu.

“Tarımsal üretimi sağlam temele oturtmamız gerekiyor”
Kopuz, tarımsal üretimi sağlam bir temele oturtmamız, girdi maliyetlerini olumsuz etkileyen kurları kontrol altında tutmamız ve tarımsal üretimi artırmamız gerektiğine dikkati çekti.

Ürün arzı noktasında lisanslı depo sayısını ve mevcut depoların kapasitelerini yükseltmemiz gerektiğini vurgulayan Kopuz, “Bu sistemin, özellikle Ürün İhtisas Borsasının da devreye girmesi ile gıda enflasyonunu dengeleyici bir işlev göreceğine inanıyorum. Bunun yanında, seracılık altyapısının da güçlenmesi ve verimliliğin artması önem arz ediyor. Bu noktada, geçtiğimiz günlerde açıklanan Hazine destekli Ziraat Bankası kredi paketini önemli buluyorum.” değerlendirmesinde bulundu.

Kopuz, tanzim satışların, tarım ürünlerini alıp satan esnaf için, sıkıntılı bir durum olarak görülebileceğinin farkında olduğunu belirterek şunları kaydetti:

“Ancak hatırlarsanız, et ithalatı konusu gündeme geldiğinde, eğer fedakârlık yapmazsak, gıda fiyatlarının yükselişinin de etkisi ile enflasyonu frenleyemeyiz. Hepimiz bunun altında kalırız. Dönemsel de olsa, bu önlemi almamız gerek. Bugün tanzim satışlarında da bunun bir örneğini görüyoruz. Tüccarlar olarak, bu konuda devletimizin bizden beklediği fedakârlığı yapmalıyız. Eğer kartlarımızı doğru oynar ve sistemli bir şekilde tarımsal üretimi daha iyi seviyelere taşırsak, bir daha bu tarz ‘direkt müdahalelere’ olan ihtiyaç da ortadan kalkacaktır. Bundan sonra yapmamız gereken hem doğal üretimi hem de sera üretimini artırarak, kurdaki oynaklıktan iç piyasanın daha az etkilenmesini sağlayacak yol haritamızı uygulamaktır.”

“Hükümetin aldığı tedbirler ve destek paketleriyle bu duruma uyum sağlayacağız”
Uluslararası ticaretin, ticaret savaşları ve Brexit gibi nedenlerle, geçmiş yıllara göre çeşitli farklılıklar içerdiğini belirten Kopuz, hükümetin aldığı tedbirler ve destek paketleriyle bu duruma uyum sağlayacağımıza inandığını belirtti.

Genel Ticaret Sistemine göre, ocak ayı ihracatının yüzde 6,33 artışla yaklaşık 13,9 milyar dolar olduğunu ifade eden Kopuz, “Ocak ayında ithalatımız yaklaşık yüzde 27 azalarak 16,2 milyar dolara ulaştı. 2018 yılının ocak ayında yüzde 59 olan ihracatın ithalatı karşılama oranı, 2019 yılının ocak ayında yüzde 86’ya yükseldi. İhracattaki bu rakamları çok önemli buluyorum.” değerlendirmesinde bulundu.

Ticaret Savaşları ve Brexit’in etkileri başta olmak üzere yaşanan belirsizlikler sebebiyle, 2018 yılının sonlarından itibaren, küresel büyüme hızı yavaşlamaya başladığını dile getiren Kopuz, 2019 yılı için de yavaşlama beklentilerinin devam ettiğini belirtti.

En önemli ihracat pazarı olan Avrupa’da, şirketler için kredi risklerinde artış beklendiğine dikkati çeken Kopuz, “İhracatla büyüme politikası belirlediğimiz bu dönemde, paritenin avro lehine yükselmesi, Avrupa’ya ihracatımız açısından bir avantaja dönüşür. Diğer taraftan, Dolar-TL kurunda geçen haftalarda başlayan aşağı yöndeki hareketin de ihraç ürünlerimizin rekabetçiliği açısından makul seviyelerde kalması gerekiyor. Uygulamaya konulan destek paketleri, ihracat ve büyüme hedeflerimiz açısından kritik önemde olacaktır.” diyerek sözlerini tamamladı.

Sosyal Medyada Paylaşın:

BİRDE BUNLARA BAKIN

Düşüncelerinizi bizimle paylaşırmısınız ?