PEKİ KİM ENGELLİ ? |
Sesli ve görüntülü izle.
Sevgili Dostlar,
Kim Engelli?
Diye sordum kendime.
Bir engelli değilim ancak engeli adayı olduğumun bilincindeyim.
Dün gece bir programda AK Parti’nin engelli milletvekili Serkan Bayram’ı izledim. “Engelli” demek bile bir zulüm geliyor artık.
Çünkü asıl engel bizde; kalbimizde, zihnimizde, vicdanımızda. Serkan Bayram’ı dinlerken bunun tokat gibi yüzüme çarptığını hissettim.
O adam, yaşadığı zorlukları aşmış ve bu ülkenin milletvekili olmuş.
Ama öyle bir milletvekili ki, samimiyetiyle, halkın içinde oluşuyla, adanmışlığıyla o koltuğu gerçekten hak etmiş.
Dilinde bir slogan var: “Başın düşerse dara, Serkan Bayram’ı ara.
” Ne kadar içten bir söz, değil mi?
İnsanın bir milletvekilinden böyle bir şey duyması ne kadar şaşırtıcı ve bir o kadar acı!
Çünkü bugün pek çok milletvekili, adında “millet” kelimesi geçmesine rağmen millete uzak, millete kapalı. Telefonları çalıyor, ama açmıyorlar.
Halkın derdini görmek şöyle dursun, o derdin yanından bile geçmiyorlar.
Ama Serkan Bayram, halkın içinde. Telefonu açık, kapısı açık.
Bu, büyük bir cesaret. Suistimale açık da olsa, “Yanınızdayım” diyebiliyor. Peki ya diğerleri?
Buradan Cumhurbaşkanı’na sesleniyorum.
Eğer vekiller gerçekten milletin vekiliyse, bunu hatırlatmak sizin göreviniz.
Telefonlarını açmayı, halkın içinde olmayı, halkın derdiyle dertlenmeyi öğrenmeliler.
Yoksa o koltuklarda oturmanın ne anlamı var?
Ama işte mesele bu: Kim engelli?
Serkan Bayram gibi halkın içinde bir vekil mi, yoksa halkla arasında aşılmaz duvarlar ören, kibir kulelerinde yaşayan diğerleri mi?
Bir tarafta fiziksel engelleri aşmış bir insan var, diğer tarafta kalbini ve vicdanını beton duvarlarla kapatmış olanlar.
Hangisi gerçekten engelli?
Siz çözün.
Ama çözerken bir de şu soruları düşünün:
Bir engelli vatandaş, beş yılda bir araç alabiliyor; onu da türlü bahanelerle kısıtlıyorsunuz.
Suistimal var diyerek hakkını gasp ediyorsunuz.
Sadece araç değil, markada bile sınırlama getiriyorsunuz.
Peki, milletvekilleri, bakanlar ve danışmanlar kendilerine bir sınırlama getiriyor mu?
Mesele devletin imkânlarından yararlanmak olunca, örtülü ödeneklerden har vurup harman savururken mesela, 2 yıl vekil kalıp çifte emekli olurken hiç kısıtlama getiriyor musunuz?
Yiyin efendiler yiyin!
Ama unutmayın: Bu göbek bir gün patlayacak!
Bir Köroğlu gelecek ve hepinizden tek tek hesap soracak.
Bu ülkede hâlâ “sakat” ya da “özürlü” diyerek engelli insanları rencide eden bir zihniyet var.
Bunlar, toplumun gerçek beyin göçü vermiş engellileri değil de ne?
Evet, bu ülkede fiziksel engelleri olan insanlar var, ama gerçek engelli olanlar onlar değil.
Ülkeyi empati yapanmadan yöneten
Yönetime katılan , el kaldıran , onaylayan
Gerçek engelli, vicdanı kurumuş olanlar.
Gözleri halkı görmeyenlerdir. Kulakları milletin sesine tıkananlardır.
Bu ülkede engelliler, engelleriyle mücadele etmiyor.
Asıl mücadeleleri, onların önüne engel koyanlarla.
Bu mücadelenin bir gün kazanılacağını biliyorum.
Çünkü engel tanımayan insanlar, en büyük zorlukları aşmayı çok iyi biliyor. Ama biz?
Asıl engelli olan bizler?
Bir gün o aynaya bakıp yüzleşmek zorunda kalacağız.
Ve o zaman göreceğiz, asıl engelli kimmiş.
Empati yapadan zorluk yaşayanların yaşadıklarını yaşamadan ölmeyecekler.
Emin olun buna.
Analiz Nejmettin Yıldırım