TBMM
Albayrak, bakanlığının 2019 bütçesinin TBMM Plan ve Bütçe Komisyonundaki görüşmelerinde milletvekillerinin sorularını yanıtladı.
AK Parti hükümetleri olarak 2002’den bugüne, özellikle 2019 ve sonrasındaki Türkiye’nin ekonomik değişim ve dönüşüm programını ortaya koymaya çalıştıklarını belirten Albayrak, “Ekonomi çıpasının ana omurgayı işgal ettiği bir yolculukta Türkiye’yi çok daha iyi ve ileri bir noktaya getirme motivasyonuyla yola çıktık.” ifadesini kullandı.
Albayrak, Türkiye ekonomisinin güçlü yönleri kadar zayıflıklarının da bulunduğunu dile getirerek, Fetullahçı Terör Örgütü’nün (FETÖ) darbe girişimi ve ağustos ayında yaşanan ekonomik saldırı gibi süreçlerden farklı tecrübeler kazanarak çıktıklarını söyledi.
Dünyanın 10 yıl önce bu dönemlerde, tarihin en büyük ekonomik krizini yaşadığını anımsatan Albayrak, şöyle konuştu:
“Bugün, o krizden farklı olarak kur, enflasyon ve faiz anlamında çok daha direkt bir saldıraya maruz kaldı Türkiye. Yeni Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin uyumlu, koordineli ve senkronize karar alma refleksleriyle üç ayda çok önemli adımlar atıldı. Bütçe ve mali disiplin konusunda bu kadar güçlü bir disiplin ortaya koyan 16 yıllık bir dönem hiçbir zaman olmamıştır. Bunun güveniyle gerek yurt içi gerek yurt dışı bu süreç üç ayda bu noktaya gelmiştir.”
Enflasyonla mücadele konusundaki çalışmalara da değinen Albayrak, son dönemde farklı üniversitelerden söz konusu üç aylık sürecin vaka incelemesi olarak anlatılmasına yönelik talepler geldiğini aktardı.
Albayrak, bugüne kadar benzeri krizlerle alakalı para ve maliye politikası endeksli bir çözüm, hamle ortaya koyarak mücadele edildiğini anımsatarak, “Bu süreçte her ikisini söylemsel değil eylemsel olarak ortaya koymanın ötesinde çok önemli bir adım daha attık. Birileri dalga geçti ancak neticelerini görmeye başladık. Kasım ve aralıkta da göreceğiz. Toplumsal psikolojiyi bozmaya yönelik saldırıları terse döndürecek bir toplumsal eylem planı ortaya koyduk.” değerlendirmesinde bulundu.
Ekim ayının ikinci yarısı itibarıyla enflasyon üzerinde olumlu etkinin görülmeye başladığını vurgulayan Albayrak, “Sahada görüyoruz, dün tavukçular yüzde 35 indirim yapmış, enerji fiyatları, diğer maliyetler düşüyor, motorin fiyatları bu akşam itibarıyla 10-11 kuruş daha düşüyor, benzin 15 kuruş düştü. Bu ay, önümüzdeki ay ve bundan sonraki süreçte bu fiyatlama davranışlarıyla üretici ve tüketici enflasyonunda aşağı yönlü trendi çok daha güçlü şekilde göreceğiz.” diye konuştu.
Berat Albayrak, Hazine ve Maliye bürokrasisi olarak kamu varlıklarını en iyi, en verimli, en doğru şekilde yönetme sorumluluğunun bilincinde olduklarını belirterek, Hazine ihalelerinin de edinilen birikim ve tecrübeyle küresel iklimde yaşanan çalkantılara karşı en doğru şekilde yönetildiğini söyledi.
Bu konuda ağustos, eylül ve ekim döneminin çok başarılı geçirildiğini kaydeden Albayrak, şöyle devam etti:
“Bugün devletin bilançosu, kasası, gelir-gider denge ve düzeyi belki tarihinde hiç olmadığı kadar güçlü. Gerek ihalelerimizde gerek ikincil piyasalarda, yurt içi ve yurt dışı tahvillerimizde güçlü bir düşüş trendi gördük. Mesela, ‘borç bulunamaz’ denildiği dönemde, ekimdeki dolar ihalemiz… Yıl sonuna kadar ihtiyacım yok ama ola da bilir, uygun fırsatları bulursam faiz maliyetini düşürmek ve kamu kaynaklarını etkin kullanmak için kullanacağım. Dünyada hazinecilik örneklerini inceliyoruz. Dün gece 02.30’a kadar farklı ülkelerin farklı hazine ihale metodolojilerine baktık. 2019’da çok farklı bir ihale metodolojisi takip edeceğiz.”
Albayrak, satınalma gücüne göre Türkiye’nin bugünkü yerinin G20 ülkeleri arasında 17. sıradan çok daha güçlü olduğunu ifade ederek, “Bugün Türkiye satınalma gücü açısından dünyada 13. sırada. Bu kritere göre 2014 itibarıyla dünyanın en büyük ekonomisi artık ABD değil Çin. Satınalma gücü hususunda 2014 itibarıyla başka bir dünya var, başka bir Türkiye var.” dedi.
Türkiye ekonomisini mikro düzeyden makro düzeye dönüştürecek bir planlama yaptıklarını anlatan Albayrak, son üç aydır ithalat düşerken ihracatın arttığını, ihracatın ithalatı karşılama oranının çok daha güçlendiğini, enerjiden bağımsız dengenin yanında turizm ve yan sektörlerin etkisiyle cari dengede çok güçlü bir iyileşme yaşandığını vurguladı.
Albayrak, bütüncül bir yaklaşım ortaya koymak gerektiğine işaret ederek, verimliliğin ötesinde ihracata endeksli sektörlere yönelik stratejik yatırımların önceliklendiği, mevcut ihracat kapasitesini artırma yatırımları ölçüsünde koordineli bakanlıklarla çok daha etkin bir süreç yürüttüklerini ifade etti.
Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak, “Dolaylı vergilerin azaltılarak, dolaysız vergilerin artırıldığı dengeli bir bütçe gelir tablosuna kavuşulması için çalışma yapılması elzemdir.” dedi.
Albayrak, bakanlığının 2019 bütçesinin görüşüldüğü TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda milletvekillerinin sorularını yanıtladı.
Ekim ayında tüm zamanların cari fazla rakamına ulaşılabileceğini belirten Albayrak, kasım ayında da güçlü rakamların görüleceğini söyledi. Türkiye’de kaliteli ve güçlü üretim yapıldığını, ülkenin üretimle büyüdüğünü vurgulayan Albayrak, “Bunun ötesinde yüzde 1,6 ile en çok iş gücüne katılım ortaya koyan genç bir nüfusu var. Ülke olarak her yıl 500 bin ila 1 milyon kişiye yakın ek istihdam yani insan kaynağı üreterek ve bununla ekonomiyi büyütme stratejilerinin altyapısını oluşturarak, çok net bir Türkiye ekonomisinde bir süreç ve trend var.” diye konuştu.
Albayrak, 1980’li, Turgut Özallı yılların sıkça gündeme getirilen “orta direk” mottosunu anımsatarak, “Ekonomiyi eğer paydaşlar açısından topluma yayacak bir orta sınıf oluşturursak ama maalesef bu kendi döneminde istenilen düzeyde gerçekleşmedi. Fakat 16 yıllık AK Parti iktidarları döneminin belki de en büyük kazanımı, ikisini bir arada başarılı şekilde ete kemiğe büründürerek hayata geçiren bir netice elde etmiştir. Çok önemlidir, nedir o? Sadece 29-30 yaş ortalamasıyla, genç nüfusuyla değil, genç, yetişmiş, vizyoner, özgüvenli ve talepkar insan kaynağıyla… Böyle bir insan kaynağını biz oluşturmadık mı Türkiye’de 16 yılda?” ifadesini kullandı.
Bu durumun beraberinde seçim sonuçlarına da etki eden bir unsur olduğuna işaret eden Albayrak, “16 sene önce Türkiye nüfusunun kaçta kaçı aynı evde oturuyor? 16 sene önce hangi evde oturuyordu? Evlendiğinden bugüne aynı evde oturan Türkiye’de kaç kişi var? 2002 yılında arabası olmayıp da bugün olan kaç kişi var? Kirada oturup ev alan kaç kişi var? Türkiye’deki bu ekonomik refah düzeyiyle, iktisadi faaliyetin gelişmesi noktasında ortaya koyulan netice bunu bayağı bir noktaya getirdi.” şeklinde konuştu.
Berat Albayrak, Türkiye’nin, gelişmiş ülkelerin özellikle 2. Dünya Savaşı sonrasında 50, 60, 70, 80 yılda aldığı mesafeyi, sadece son 16 yılda önemli bir aşama katederek elde ettiğini söyledi. Son 16 yılda “Türkiye’nin başına gelenlerin, pişmiş tavuğun başına gelmediğini” ifade eden Albayrak, şunları söyledi:
“16 yıllık süreçte çok büyük bir başarı hikayesi ortaya koyduk. Zaten öyle olduğu için 2002’den 2018’e kadar Türkiye böyle geldi. Türkiye, demokrasi anlamında 2002’ye göre elhamdülillah ne kadar iyi bir noktaya geldi. Geldiği için böyle. Yeter mi? Daha da iyi olması lazım. Benim Kürt, gayrimüslim, başörtülü arkadaşlarım en çok muhafazakar insanların sıkıntıya uğradığı 28 Şubat döneminde, onlar hiç şans bulamadı iş ve sosyal hayatlarında. Bugün geldiğimiz noktada, elhamdülillah o kadar demokratik bir ortam ki…”
Türkiye’nin, son 16 yılda çok önemli mesafe katettiğinin altını çizen Albayrak, “Türkiye’nin ekonomik dönüşüm yolculuğunda, 2018 yılı çok tarihi bir yıl olarak kayıtlara geçecektir. Uyguladığı politikalar, attığı adımlar, bölgesel ve küresel tehditlere karşı ortaya koyduğu reflekslerle çok tarihi bir yıl olarak kayıtlara geçecektir. Bütün bu resmi ortaya koyduğumuzda, Türkiye 2019 yılında seçimlere gittiğimiz böyle bir yılda, bu bütçenin ortaya koyduğu 2018 yıl sonu, 2019, 2020 ve 2021 yılı hedeflerinde gerek enflasyon, gerek faiz, gerek büyüme gibi gayet gerçekçi olan hedefleri birçok anlamda aşacak performansı ki çok uzun beklemeye gerek yok, yıl sonu hedeflerinde bakacağız.” diye konuştu.
Berat Albayrak, bir ülkede insicamın bozulması halinde, devletin müdahale etmekle mükellef olduğunu söyleyerek, “Devlet, özellikle insicamın bozulmaması için düzenin, nizamın ve intizamın da bozulmaması için gereğini yapacak. Eylülden itibaren, bugün ortaya koyulan süreç gerek fiyatlama davranışları gerek tüm bu çerçevede maliyetlerin, kurun, faizin ve enflasyonun aşağı trendini güçlenerek göreceğiz. Ekimde gördük, kasımda göreceğiz, aralıkta göreceğiz bunları.” dedi.
Ekim ayından itibaren indirimlerin başladığını hatırlatan Albayrak, yaşanabilecek anomalitelerle ilgili de gereken adımları atmaya devam edeceklerini ve bunu da bütüncül bir yaklaşımla gerçekleştireceklerini anlattı.
Albayrak, ikraz senetleri konusunda, Hazine’nin zaman zaman yetki aldığına değinerek, bunun olası piyasa anomalitelerine karşı ihtiyaç dahilinde tedbir amaçlı alındığını söyledi.
Varlık Fonunun, Türkiye’nin bölgesel finansal bir güç merkezi olma mottosuyla yeniden yapılanma sürecinin başladığını bildiren Albayrak, bu kapsamda ülke varlıklarının sadece değerinin artırılması değil, bölgesel ve küresel rekabet ortamında çok daha etkin, kaliteli dönüşümü için çalışmaya başladıklarını dile getirdi. Dünyadaki sayılı varlık fonlarında çalışmış başarılı bir yöneticinin görevlendirildiğini belirten Albayrak, süreç kapsamında Varlık Fonunun bilançosunu daha da güçlendirmeye dayalı, gelecek dönemde daha etkin şekilde yönetilmesi ve kullanılması açısından sermaye ve borçlanma gibi alternatif enstrümanların kullanılabileceğini söyledi.
Albayrak, ağustos ayında açıklanan tasarruf politikası çerçevesinde, Maliye olarak diğer bakanlıkların işine karışmadıklarını dile getirdi.
Türkiye’de, ikili şekilde birleşen bakanlığının önceliklerine değinen Albayrak, şunları kaydetti:
“Çok daha etkin, verimli ve genel anlamda yayılmış dolaylı vergilerin dolaysız vergilere oranı noktasında, dolaylı vergilerin azaltılarak, dolaysız vergilerin artırıldığı dengeli bir bütçe gelir tablosuna kavuşulması için çalışma yapılması elzemdir. Bugüne kadar yapılanların ortaya koyduğu pozitif performanstan bu noktaya geldik. Türkiye 16 yıldır iyi yöndeki bu değişimin daha ileri gitme noktasında her alanda kendisini güncellemek durumda. Tek seferlik iyileşmeler değil, kalıcı kaynak kullanımının daha etkin ve verimli olduğu iyileşmeler. ‘Türkiye taşa boğuldu, taşa gömüldü’. Bu çokça zikrediliyor. Bu iletişim ve algı, toplumumuz tarafından hakkıyla gerçeklerin göz ardı edilmeden takdir edildiği bir konu. Bunu çok net ümit ediyorum, inşallah bir gün böyle düşünmeyen arkadaşlar, vekiller de görür. Türkiye, 16 yılda altyapı sorununu, bölgenin altyapı merkezi olma noktasında tarihi bir hamleyle çözmüştür. Bölgenin küresel ekonomideki stratejik konumunu çok doğru ve akıllı şekilde okuyarak, bu hamleyi hayat geçirerek, müthiş bir performans ortaya koymuştur.”
Albayrak, Türkiye’nin gelecek dönemin ekonomik performansını, benzer ülke ve ekonomiler ışığında çok daha büyük stratejik avantajı değerlendirerek ve konumunu perçinleyerek, çok daha iyi bir noktaya taşıyacak bir aşamaya geldiğini vurguladı. Türkiye’nin 2023 hedefleri doğrultusunda başarı hikayeleriyle kutlayacağı bir 100. yılla tarihe geçmesini hedeflediklerini belirten Albayrak, sözlerini şöyle tamamladı:
“Bu yıl kazanılan seçimlerle birlikte, 2023 yılına kadar ki 5 yıllık iktidar çok daha güçlü adımlar atacaktır. Cumhurbaşkanlığı Sistemi’nin ilk bütçesi olan bu tarihi bütçenin, hayırlı olmasını temenni ediyorum, katkıları olan bütün vekil arkadaşlara teşekkür ediyorum.”