MHP Genel Başkanı Bahçeli: ABD’nin çete mantığından kurtulamaması ahlaksızlıktır

MHP Genel Başkanı Bahçeli: ABD’nin çete mantığından kurtulamaması ahlaksızlıktır

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmada, Türkiye’nin hem terör örgütleriyle hem de destekçileriyle mücadele ettiğini ifade etti.

“Zalimler terör örgütlerini cinayet ve ihanet planlarında vicdansızca kullanmaktadır.” ifadesini kullanan Bahçeli, ABD’nin, Suriye’nin Kuzeyi’nde PKK/PYD/YPG’yle gayrimeşru birliktelik içinde olduğunu söyledi.

ABD’nin, lafa gelince Türkiye’nin müttefiki, hatta stratejik ortağı olduğunu dile getiren Bahçeli, “ABD Suriye’de terörü ve teröristleri himaye etmektedir. Uluslararası hukuku açıkça çiğnemektedir.” diye konuştu.

Bahçeli, ABD’nin YPG aşkının, kara sevdaya dönüştüğünü; silah ve mühimmatla kanlı ortağını ödüllendirmeye devam ettiğini belirterek, “Yazıklar olsun ki ABD Türkiye’ye kast etmek için kuyruğa giren katillerin ümit aşısı, geçim kapısı haline gelmiştir. Bu namertlik ABD’nin tutunduğu siyasi zemini çatlatacak, insanlık aleminde tartışmaya açacaktır. Beklentimiz de budur.” değerlendirmesini yaptı. Bahçeli, şunları kaydetti:

“ABD’nin terörle eşitlenmesi, terörizmle koyun koyuna girmesi züldür, zulümdür, zorbalıktır. Bu ülkenin her tarakta bezi, her taşın altında eli, her telde parmağı, her saldırganlıkta izi vardır.

Terör örgütlerine sözde ordu kurdurulması ne demektir? ABD, böylesi bir kepazeliğe nasıl onay vermiş, ne hakla teşvik etmiştir? Terör örgütü PKK/PYD/YPG’den sınır muhafız birlikleri adında ordu kurulursa bundan sonra dünyanın huzur ve istikrarından, ülkeler arası kalıcı ilişki ve iş birliğinden kimler, nasıl bahsedebileceklerdir? ABD’nin ‘vahşi batı’ saplantısından, beli silahlı kovboylardan müteşekkil çete mantığından kurtulamaması tek kelimeyle ayıptır, ahlaksızlıktır.

Sınırlarımızın mücavir alanlarında konuşlanacak teröristlerden mütevellit sözde sınır birliklerinin komutası paravan ve paramiliter yapı olan Suriye Demokratik Güçleri’nin olacaktır. İddialar böyledir. Peki, Suriye Demokratik Güçleri ne demektir? Elbette PKK’lıların, PYD’lilerin, YPG’li canavarların kamuflajı, kendilerini emniyete aldıkları kanlı bir maskedir. Bu sözde birliğin Türkiye ve Irak sınırlarını kontrol edeceği dile getirilmektedir. Bu ne rezalettir, nasıl bir ihanettir? Sınır demek devlet demektir. Sınır demek egemenlik alanlarının çizildiği yer demektir. Ordu demek aynı zamanda devlet emaresi, bağımsızlık alametidir. ABD, PKK-PYD’ye devlet kurmuştur da bizim mi haberimiz olmamıştır? Terör devletinin mimarisi tamamlanmıştır da Türkiye mi bunu öğrenememiştir?”

 

‘Anamızın duasıyla geldik, hocanın selasıyla da gideriz’
ABD’nin, fenersiz ve frensiz şekilde terör örgütleriyle suçüstü basıldığını, yakayı ele verdiğini ifade eden Bahçeli, Suriye’nin toprak bütünlüğünün gölgelendiğini, küstahça ateşe atıldığını vurguladı.

Bahçeli, “Hedeflenen, Suriye’nin işgalini genişleterek Türkiye’yi teröristlerden oluşan haçlı birlikleriyle ablukaya almak, ilk fırsatta saldırıya geçmektedir. Türkiye şu saatten sonra, herkes şerefi kadar konuşsun dese, inancım odur ki hayat boyunca çıtını çıkarmayacak, suspus birbirini kollayacak pek çok hasım devlet ve odak kendisini gösterecektir.” dedi.

“Milletçe ne kimseye muhtaç olduk, ne de kimseye minnet ettik. Anamızın duasıyla geldik, hocanın selasıyla da gideriz.” ifadesini kullanan Bahçeli, “Ancak, Türkiye’ye parmak sallayanları, tehditvari ve emrivaki bir dille Türk milletini dize getirmeyi aklından geçirenleri anasından doğduklarına pişman ederiz. Suyu çekilmiş değirmene dönen ABD ve küresel vandalizmin karşısında düğme ilikleyecek, baş eğecek karakter ve seciye bozukluğu Allah’a şükür Türk milletine yabancı ve uzaktır.” şeklinde konuştu.

‘Afrin temizlenmeli’
Türkiye’nin, bütün milli güç unsurlarıyla terörizmi kaynağında imha etmek için harekete geçmesi gerektiğini dile getiren Bahçeli, “Aksi halde Türkiye’nin yeni bir istila planı düşman kampında toplanan utanmazların gizli ajandasındadır. Afrin’e bir şafak vakti girip, terör koridorunun Akdeniz ile bağlantı yollarını kesmek, teröristlere Türk milletinin demir yumruğunu ve hakikat dolu müdahalesini göstermek helal-i hakkımızdır. Afrin temizlenmeli, Münbiç ve diğer fitne kaynakları, adi terör kampları, terörist üreme alanları yerle bir edilmelidir.” değerlendirmesini yaptı.

Türkiye Cumhuriyeti hükümetinin meşru savunma ve beka mücadelesinde can pahasına yanında olduklarının altını çizen Bahçeli, “Devletin şanını lekeletmemeye kararlıyız, yiğit askerlerimizin duacısıyız. Allah gazamızı mübarek kılsın. Allah hainlerle mücadelede kerem ve lütfunu üzerimizden eksik etmesin, ilahi yardımını bizlerden esirgemesin.” dedi.

‘Düşman birse, kutuplaşmanın anlamı yoktur’
Bahçeli, PKK/PYD’nin ABD gözetiminde sözde ordu kurmasının “Suriye’nin varlığını bombalamak, Türkiye’yi ateşe vermek” anlamına geldiğini belirterek, “Düşman birse, kutuplaşmanın anlamı yoktur. Tehdit aynıysa ayrı düşmenin, keskin uçlara sürüklenmenin alemi de yoktur ve olmayacaktır.” görüşünü dile getirdi.

‘Birisinin verdiği kararı diğeri bozmaktadır’
Bahçeli, FETÖ’yle mücadelenin tavsamasının, tavını ve mukavemetini kaybetmesinin çok sakıncalı ve bedelinin ağır olacağını ifade etti.

Mücadelenin azim ve heyecanla devamının elzem ve acil olduğunu vurgulayan Bahçeli, Mor Beyin karmaşasının tartışmaları alevlendirdiğini bildirdi.

Bahçeli, “FETÖ iblisi son kozuyla, son komplolarıyla sürdürülen tarihi mücadeleye gölge düşürmenin hesabındadır. Mağdur sayısının artışı, yargı süreçlerinin tıkanarak uzaması, dahası toplum nezdindeki inandırıcılığının sakatlanması hedeflenmektedir.” diye konuştu.

Davaları kurnazlıkla sulandırma ve saptırma girişimlerinin belli olduğuna işaret eden Bahçeli, şöyle devam etti:

“Bu suretle, suçlu ile suçsuz birbirine karışmakta, doğru ile yanlış iç içe geçmektedir. Böylesi bir durum FETÖ’yle mücadele sürecine kast eden bir aymazlık, akılsızlık ve savrulma halidir. Devletin temel direği adalettir. Adalet mülkün temelidir. Mülk ise millete emanettir. Adalet olmadan devletin varlık göstermesi, egemenlik haklarını meşru zeminlerde müdafaa ihtimali yoktur.”

Bahçeli, mağdurların mahkumiyet yaşamasının, at iziyle it izinin karışmasının, adalet duygularını körelteceğini, devlete güveni zedeleyeceğine dikkati çekti. Bahçeli, “Ne yapacaksak, neyi amaçlıyorsak bunları hukuk içinde kalarak, hukukun sınır ve çerçevesine tutunarak gerçekleştirmek durumundayız. Öyle ki hukukun üstünlüğü herkes için bağlayıcıdır. Mahkeme kararı olmadan bir kişiye suçlu muamelesi yapmak kuşkusuz felakettir ve hukuken de anlamsızdır.” dedi.

Bahçeli, FETÖ ile mücadelede cevabını aradıkları soruların olduğunu belirterek, şu görüşlere yer verdi:

“FETÖ’yle mücadelede devlet aklı topyekun devrede midir? FETÖ’yle mücadelenin bir stratejisi var mıdır? Siyasi ve hukuki bir eylem planı kurgulanmış mıdır? Fikri temelleri, milli hedefleri, hukuki sınırları berrak bir zihin ve siyasi kavrayışla belirlenmiş midir? Bu terör örgütüyle mücadelenin öncelikleri nedir? FETÖ’cülüğün standart bir tanım ve tasviri yapılmış mıdır? Biriken sosyal maliyeti, devlete karşı yükselen önyargıları, toplumsal tabana yayılan mağduriyetleri nasıl ve hangi tedbir zinciriyle bertaraf edeceğiz? İnanıyorum ki, Sayın Cumhurbaşkanı da bunları düşünüyor ve üzerinde kafa yoruyordur.”

Aylardır mahkemelerin sürdüğünü, diğer taraftan da yargı organları arasında karmaşa, çekişme, birbirinin kararlarını tanımama eğiliminin hakim olduğunu vurgulayan Bahçeli, birisinin verdiği kararı diğerinin bozduğunu bildirdi.

Beka mücadelesinde adalet kurumlarının tartışmalarla kan kaybetmesi, fikir ve yorum farklılıklarıyla boğulmasının çarpıklık olduğuna işaret eden Bahçeli, bu tablonun yanlış, şüphe ve endişeleri artıracağını belirtti.

Bahçeli, “Üstelik FETÖ hıyanetinin kökünün kazınma seferberliğinde yargı organları arasındaki anlaşmazlık ve kutuplaşma kabul edilir, millet vicdanında normal görülür şeyler değildir. Toplum ve devlet hayatına korku sinmiştir. Bunu süratle gidermek ve adaleti tam manasıyla tesis etmek geleceğimiz için hayati niteliktedir. FETÖ davaları artık süratle karara bağlanmalı, süregelen mahkeme safahatları nihai hükmünü açıklamalıdır.” dedi.

Kripto damarların aktif müdahalesiyle Türkiye’nin önünün kesilmeye çalışıldığına değinen, Bahçeli, “Millet adalet kurumlarına inanç ve desteğini sorgulamaya başlamaktadır. Bu vahim bir durumdur. Kaldı ki muhakkak surette engellenmelidir. Bir gün kahraman ilan edilen, diğer gün hain olmaktadır. Bu itirafçılık yarışının kuşkulu yanları oldukça fazladır. Bugüne kadar saklanan FETÖ’cülerin birden bire ortaya çıkmaları oldukça manidardır.” ifadesini kullandı.

Sosyal Medyada Paylaşın:

BİRDE BUNLARA BAKIN

Düşüncelerinizi bizimle paylaşırmısınız ?