Gizem DİKAL
Uz. Çocuk Gelişimi Eğitim Koor.
evdebilgiegitim@gmail.com
Bir şeyin farklı olması ne anlama gelir? İki şey arasında ki zıtlıklar ya da benzemeyen yönlerdir ve bu sözlük anlamdır. Farklılığın bende oluşan diğer tanımı ise bildiğimiz, tanıdığımız olgu-durum karşısında bilmediğimizi nitelendirme şeklidir.
İnsanlığın tanımını yaparken ilk akla gelen unsurlardan biriside toplumsal olmasıdır. İnsan tek başına insan değildir.
Tek başına hiçbir zaman olmamıştır, olamaz da. Toplumsallık yaşamımız için zorunluysa eğer nasıl yaşamalıyız sorusunun cevabı da ”birlikte yaşamak” olmalıdır ve bu birliktelik bizi diğer insanlara, çevreye farklılıklara karşı sorumlu yapar. Özellikle bazıları için en temel haklardan olan; yaşama hakkı, eğitim hakkı gibi konular söz konusu olunca, saygılı olmak hassas bir şekilde zorunlu hal alıyor.
Saygının anlayışla sağlanması da farkındalık oluşturmaktan geçer. Peki nasıl oluşacak bu farkındalık? Türkiye nüfusunun %12.9 engelli bireylerden oluşur. Bu engel bazen algı farklılığından kaynaklı olabilir, bazen fiziki ya da şekli farklılıklar olabilir, bazen nörolojik gelişimsel farklılıklar olabilir.
Bu kadar çoğunlukta olan kısım neden alışveriş merkezlerinde, sinemada, parklarda, tiyatroda, konserlerde çok rastlamıyoruz? Toplum düzenine uyum sağlamada çektikleri güçlüklerde ortaya çıkan problemlere, sözel, davranışsal tepkimizle veya bakışlarımızla verdiğimiz huzursuzluktan dolayı onları toplumdan soyutluyor olabilir miyiz? Kaç tanemiz çeşitli sebeplerden dolayı uygun yaşta olmasına rağmen yürüyemeyen, kucakta olan çocukların annelerine ”sen çok nazlamışsın annesi/babası”, ” artık abla/abi olmuş öğretin artık” diye bilgiçlik taslamadan durabiliyoruz? Kaç tanemiz bazı seslere, ışığa, görüntülere aşırı hassasiyetten dolayı anormal ve büyük tepkiler veren çocuklara belki bir özel durumu vardır anlayışıyla yaklaşıp, yorumlamadan destek olmaya çalışıyoruz? Az gelişmiş el kaslarından dolayı bağımsız yemek yeme konusunda güçlük yaşayan çocuğun yemek yemesine bakışlarımızla rahatsızlık vermeyecek olgunluktayız? Çarpıcı değil mi? lafta değil özde empati konusunda ciddi açıklarımız var.
Yoksa bunca yaşanmış hikayelerimiz birikmezdi. Bu örneklerin her birinin kendi içinde birebir yaşanmışlığı var ve bu duruma maruziyetin duygusal açıdan etkileri oldukça derin..
Otizm, down sendromu.disleksi, diskalkuli, disgrafi, Dehb, global gelişim geriliği… Kaç tanemiz bu semptomları taşıyan bireyleri yakınımızda ailemizde olmadan kişisel görev olarak görüp bu insanları anlayabilmek adına bir farkındalık oluşturabilmek adına araştırdı küçükte olsa bir makale okudu? Farkındalıktan kastım tam olarakta bu yakınında bu durumu olan bireyler varsa zaten yaşayarak öğreniliyor,
Toplum farklılıklarıyla toplumdur. Farklılıklarıyla güzeldir ve zengindir. Birbirini anladığında bütündür. farkın işlevsel bir varsayımdan ibaret olduğunu unutmamalıyız. Çok büyük bir sahnedeyiz ve sahnedeki rollerimizi gerçekleştirirken asıl gerçekten kopmamalıyız. rollerimizle övünmek bizi yüceltmez, sadece oyunun performansını düşürür.
Herkes için iyi bir oyun herkesin kendi üstüne düşeni layığıyla yapmasıyla mümkündür. Oyunun sonunda herşeyin bir ve eşit olacağı unutulmamalıdır. Kimsenin kimseden üstünlüğü yoktur. Hiç kimse diğerinden aşağıda değildir. Fakat herkes eşitte değildir. İnsanlar yalnızca eşsizdir ve karşılaştırılamaz.
Umarım insanlar bu eşsizliğin kıymetinin farkına varırlar.
evet çok doğru bu konuda farkındalık yapmalıyız
bu farkındalığı günlere sığdırarak unutyoruz bu farkındalık içimde olmalı çok güzel anlamlı yazı