Kader KESKİN
Kader  KESKİN
kaderihsan@outlook.com
HERKESİN BİR YAŞAM HİKAYESİ VAR …
  • 3
  • 357
  • 28 Haziran 2020 Pazar
  • 1 Star2 Stars3 Stars4 Stars5 Stars (No Ratings Yet)
    Loading...
  • +
  • -

“Herkesin bir hikayesi var,
Yaşamda saklı.
Gözyaşları aynı olsa da,
Duyulan acı farklı.”
Bu hafta engelli bir çocuğu olan ve hayatı mücadelelerle geçen bir annenin sesine kulak veriyoruz.
(Ve bir de dip not; devam eden ceza ve boşanma mahkemeleri sebebiyle gerçek kimliği bizde saklıdır.)
Merhaba, Kısaca kendinizi tanıtabilir misiniz?

Merhaba, ben Bursa’nın bir köyünde doğdum büyüdüm.

87 doğumluyum.

Herhangi bir çocuk gibi bir
çocukluğum geçmedi açıkçası, köy yerinde olunca.

Annemle babam bahçelerde, tarlalarda çalışırlardı, tabi biz de.

İlkokuldan çıktım, ortaokula gitmek çok istedim.

Ama ailemin durumu el vermedi sonra ortaokul da mecburu kılındı ama 97 yılında diplomamı hala alamamıştım inanır mısınız?

Evlendikten iki yıl sonra sınavlara girerek ancak alabildim diplomamı bile. Şimdiki çocuklar çok şanslılar ama okumanın insan hayatımda ne kadar büyük önemini olduğunu bilemiyorlar.

Çünkü ben çok istemiştim okumayı, hayat işte kader kısmet diyelim…

Zor bir çocukluğum, gençliğim oldu. Daha 15 yaşımda köyden birine nişanladılar, anlaşamadık.

2 yıl sürdü nişanlılığımız, ayrıldık.

Çünkü henüz çocuk yaştaydım ve bilmezdim ki; sevgililik nedir, nişanlılık nedir?…

16 yaşımda ilk telefonumu bile yeni aldık.

Onu da annemle ortak kullanırdık, şimdiki gibi nerde akıllı telefon, tablet. Bir bebek oyuncağım bile olmadı. Sokak oyunları oynardık hep okul çıkışı arkadaşlarımla.

Şimdi küçücük çocukların ellerinde akıllı telefon, tablet, bilgisayar ama yinede kıymet bilmiyorlar.

Neler vermezdim ki; okuyabilmek için.Bir saçımın okşanıldığını annem babam tarafından “Canım Kızım!” diye sevildiğimi bilmeden, geçti çocukluğum.

Sonra şu anki eşimler geldi köye, görücü usülü evlendik.

Daha nişanlılık döneminde bir tuhaflık sezmiştim böyle değişik anormal bir hali vardı.

Nişanı atmak istedim ama köy yerinde laf söz olur diyerek ve daha öncede attığım bir nişan olduğu için ailem zorladı beni, yani zorla evlendirildim.

Evlendikten sonra öğrendim ki; eşim küçükken havale geçirmiş hemde bir çok kere o sebeple bir az anormalliği vardı.

2 tane çocuğumuz oldu. Oğlum 11 yaşında ve engelli doğan kızım şu an 7,5 yaşında.

Eşimle boşanma aşamasındayız.

Ona karşı açtığım boşanma davası yanında beni darp ettiği için bir de ceza davası sürüyor.

Nasıl darp etti sizi?

Bir konudan dolayı tartışmaya başlamıştık sonra bildiğiniz tekme tokat girişti.

Bayılmışım. Ertesi gün yine bayılmalarım ve mide bulantılarım oldu.

Kızımı fizik tedavi için hastaneye götürmüştüm birden orda aklıma geldi, doktora anlattım.

Zaten morluklar falan vardı bayağı.

Doktor hastane polisine haber verdi, raporu da alıp, karakolda ifade verdim ve boşanma olayıda bir anlamda başladı.

Kızınızın engelli doğmasının sebebi nedir?

Kızıma hamile kaldığım ilk zamanlar iyiydi hamileliğim.

Sonrasında acayip karın ağrıları, bayılmalarım ve arada burun kanamalarım oldu.

Normal rutin kontrolde 4,5 aylıken bebeğin % 100 engelli olduğunun, alınması gerektiğinin ve hamileliğin sonlandırılmasını istedi doktor.

Beni Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastahanesi’ne yönderdirdiler orda heyete girdim ama bu arada bebek oldu. 5,5 aylık ve ordaki doktorlar da aynen “Alınması gerekiyor bebeğin. %100 engelli aldırmazsan, hayatın kararır zindan olur.” dediler ve eklediler; ” Öle de bilir doğunca.” Tüm bunlara rağmen ben aldırmadım bebeği ve kızım dünyaya geldi.
Ve bu arada eşim olsun, ailesi olsun, kendi ailem olsun kızım engelli diye doğmasını istemedi hiç birisi.

Kızım şu an 7,5 yaşında omuriliği felçli (be hidrosefali) ve bir de damar tıkanıklığından dolayı kafasına şant takındı.

Doğduktan 1 gün sonra omurgasının açıklığından ameliyat edildi.

10 gün sonra da başına şant takıldı ilk şantı 1 aylıkken durdu, sonra tekrar takıldı o da 1,5 ay geçti yine şantı durdu.

Hem enfeksiyon olmuş şantı hem durmuş.

Birde akciğerine mama kaçmış boğazında bir rahatsızlıkta belirdi.

1,5 aya yakın yoğun bakım ünitesinde yattı. “Yaşaması zor!” diyordu yoğun bakım doktoru, beni en kötüye alıştırmaya çalıştılar.

Her gün kızımın yanındaydım, benden başka kimse gitmiyordu kızımı görmeye.

Her gün dua ediyordum kızımın yaşaması için.

Rabbim dualarımı kabul etti, çok şükür kızım hayati tehlikeyi atlattı.

Sonra büyüdükçe başka sorunlar çıkmaya başladı, kalça çıkığı problemi.

Her iki bacağından da kalça çıkığı ameliyatı oldu.

Şimdiye kadar 7 kez ameliyat geçirdi kızım.

Hayatı boyunca da geçirebilme ihtimalleri çok yüksek.

Fizik tedavisi olsun, hastane kontrolleri olsun hep ben koşturuyordum.

Yani eşiniz kızınıza babalık yapmadı mı diyorsunuz ya da bir anlamda engelli diye çocuğu red mi etti?

Eşim zaten doktorların tüm ısrarlarına rağmen bebeği aldırmadım diye bayağı bir kıyameti kopardı o zaman.

Doğduktan sonraki hastane sürecinde bir kere bile olsun bebeğe gelip bakmadı.

Sonrasında fizik tedaviler, bir sürü doktor kontrollerinde yine hiç bir zaman ilgilenmedi.

Zaten kendisi de biraz zeka problemi olduğu için sorumsuz birisi.

Ve en dramatik yanıysa o da bana karşı dava açmış ve o dava dilekçesinde; “Çocuğun engelli olduğunu bildiğim halde, bilerek, isteyerek doğurmuşum.” Yani hangi evladını seven bir baba bunu bu şekilde dillendirebilir ki?
Herkesin kaldırabileceği bir yaşam tarzı değil; bir anlamda hayatınız hastane, klinik ve ev üçgeninde geçiyor.

Siz tüm bunlardan dolayı hiç pişmanlık yaşadınız mı?
Hayır asla! Evet yalnız kaldım daha doğrusu yalnız bırakıldım.

Dediğim gibi engelli bir çocuk diye babası dahil her ikimizin aileleri tarafından dahi istenmedi.

Ama ben kızımı çok seviyorum.

Aslında akıllı bir çocuk ezberi kuvvetli ama harfleri birbirine katma problemi var o konu da da terapi görüyor.

Ve okulda özel eğitim alması için doktordan rapor aldım.

Tüm bunların yanında o çok konuşkan, sıcak kanlı ve duyarlı küçük bir kız.
Peki kızınızın abisinle arası nasıl?
Birbirlerini çok seviyorlar ama zaman zaman her kardeş gibi kıskançlıkları da oluyor tabi.

Ve bu arada şunu da belirtmek istiyorum oğlumu benden aldılar babaanneleri ve babasıyla birlikte yaşıyor.
Oğlunuzu nasıl aldılar sizden?
Köyde annemlerde kalıyorduk babaannesi görmek istedi, bizde bir tanıdıkla gönderdik.

Gidiş o gidiş çocuğu bir daha geri getirmediler.

Ve o kadar çok doldurmuşlar ki, görmeye gittim. “Ben seni istemiyorum, gelmeyeceğim!” dedi.

Ağlaya ağlaya geri döndüm. Telefonda bile benimle konuşmak istemiyor.

Daha 11 yaşında anne sevgisine, ilgisine muhtaç bir çocuk halbuki.

Yani velayet davamızda var bir yandan da. Düşünün ben engelli çocuğumdan vazgeçmemişim, oğlumdan vazgeçebilir miyim? Nasıl bir vicdandır evladı anneden ayırmak, koparmaya çalışmak.

Zaten acıyan yüreğim bir de bu konuda iyice acıyor.
Sizi o güne değin bu kadar olumsuzluğa rağmen eşinizle bir arada tutan şey neydi ve birden bire çocuklarınızla yeni bir hayata başlangıç yapmaya götüren süreç nasıl gelişti?

Yani ne oldu da siz böyle bir kararı verebildiniz?
Açıkçası çocuklar için katlandım her şeye. Göze alamadım ayrılmayı bir türlü.

Halbuki kaç kez ayrılmaya kalktım ailem sürekli; “Köy yerinde elalem dedidoku yapar, olmaz.” deyip beni başlarından savdılar.

Değişsin diye beklersiniz ya hep bir şeyler ve değişmez aslında hiçbir şey.

Değişmediğine ve değişmeyeceğine kanaat getirdim belki de en sonunda.

Ve en önemlisi bir arkadaşım psikologa gidiyordu onun tavsiyesinle bende gitmeye başlamıştım.

İşte psikologa her şeyi en ince ayrıntısına kadar anlatıyordum, o da bana telkinlerde bulunuyordu.

Ve artık bardak dolar dolar ve taşar.

O darp olayıda belkide en son damlaydı benim bu cesur adımı atmam için.
Çok teşekkür ederim hayatınızı bizimle paylaştığınız için.

Bundan sonraki yaşam yolculuğunuzda yüzünüz hep gülsün inşallah.

Beni konuk ettiğiniz ve ayrıca kimliğimi saklı tuttuğunuz için ben çok teşekkür ederim.

Sosyal Medyada Paylaşın:

3 yorum

  1. cennet annelerin ayakları altında…
    öyle bir kuvvet veriyor ki RABBİM. nelere göğüs geriyorlar evlatları için… anneler üzülmesin hiç…

  2. Insan hayatı imtihan lâkin bazı insanlar imtihan için de imtihan yaşıyorlar, Rabbim sizin yükünüzü hafifletsin ve herşeye rağmen Annelik duygunuzu kaybetmediginiz için size saygıyla şükranlarımı sunarım.

  3. Kardeşimizin hikayesi yine derinden sarstı beni hocam ne kadar çok ıbret almamız gereken çok şeyler var kardeşimizi yürekten kutluyorum ne kadar çok mücadele vermiş Rabbim gayretlerini boşa çıkarmasın Rabbim yar ve yardımcısı olsun inşaallah güzel kardeşimizle dualarımız daima Rabbim yüreğine huzur sevinç mutluluk versin Rabbim hz.eyyubun sabrından nasip eylesin Rabbim daima yüzünü güldürsün hocam size çok teşekkür ediyorum bu ropörtaj için bizler için en güzel ders Rabbime emanet olun sevgiler saygılar sunuyorum.

Düşüncelerinizi bizimle paylaşırmısınız ?

  • YENİ
  • YORUM