Chp  senin yaptığın suçları,  millet olarak biz biliyoruz. sana diyoruz ki ; Ayinesi iştir kişinin lafa bakılmaz. yalanlarına , bu millet asla kanmaz..

Birilerine iftira atarak, bir yere Varamazsın…….

Son sözü  duygularımıza tercüman olan  ;

 . MURAT BAŞARANA BIRAKIYORUZ.

Kadir Mısıroğlu

Senelerdir her hafta cumartesi günleri ücretsiz olarak konferans veriyor.

Bu konferansların sayısı 220’ye yaklaştı. En az iki saat sürdüğünü baz alırsak, 440 saatlik bir seminer…

Ne var içinde? Tarih var, lisan var, iman var, itikat var, fıkıh var, tasavvuf var, var da var…

Cesur, alim ve fedakâr bir Osmanlı Beyefendisinin, milletiyle paylaşmak istediği ne kadar hayati ve faydalı malumat varsa, tamamı var…

Diğer taraftan çeşitli televizyonlarda ve farklı yerlerdeki konuşmalarını da hesaba katarsak en az bir yüz saatlik daha ders çıkar.

İşte bunların tamamını yani 540 saat civarında bir program bütününü büyük bir titizlikle arşivlemiş ve en az ikişer defa dinlemiş bir meraklı olarak bu satırları yazıyorum.

Yayınlanmış 61 kitabının ise bir kısmını okudum, yarıdan fazlası kütüphanemde mevcut ve neredeyse tamamı hakkında da kendi seviyem dahilinde fikir sahibiyim.

1933 doğumlu. Rahmetli babamla aynı sene doğmuşlar…

Hayatı hapis ve sürgünlerle geçen Üstad Kadir Mısıroğlu’na çeşitli vesilelerle duacı oldum fakat en samimi duam evladını kaybettiği zaman, “Yarabbi, üstad her türlü sıkıntıyı yaşadı. Şimdi de evladının vefatını tadıyor. Sen bu yaşadığı çilenin ve verdiği mücadelenin hatırına, millete duyurmak istediklerini duyurabilecek özgürlüğe kavuştuğumuz zamana kadar sağlıklı ömür nasip et. Ve tarihin söylenmesi yasak sayılan gerçeklerini ondan duymayı bu millete nasip eyle!” mealindeki duam idi.

Epey bir zamandır rahatsız ve tedavi görüyor.

Hakkında bin türlü iftiraya şahit olduk. Bütün bu iftiralarla ilgili hiçbir mecburiyeti olmamasına rağmen gayet anlaşılır ve vesikalı cevaplar verdi.

Hiçbir programda onu alt eden bir rakibine rast gelmedim.

Keza fikirlerini beğenmeyenler, bu fikirlere fikirle ve vesika ile cevap verebilmiş değiller…

Muarızları en kolayından “deli”likle, “meczup”lukla itham edip, sloganlarla karalamaya çalıştılar. Anlı şanlı proflar ise “Geçin şu adamı” küçümsemesiyle acziyetlerini sergilediler.

Bütün bunları, her fikrine katılarak, her halini tasvip ederek yazmıyorum.

Söylediklerinin arasında kabullenmekte zorlandığım veya bilgi, tecrübe ve ilim noktasında kıyaslanmamız mümkün olmamasına rağmen, henüz kabul etmediğim hususlar da var. Fakat bu tür farklı bakışlarımız olmasına rağmen, onun üstadlığı ve benim ona talebe bile olamayacak halim su götürmez bir hakikattir.

Mesela şiire bakış açımız çok farklı.

Mesela Necip Fazıl Kısakürek hakkındaki kitabında belki hiç yanlış olmamasına rağmen, kantarın topuzunun kaçtığı hissiyatındayım.

Mesela bugünün idraki açısından lisanla ilgili derslerinde misal getirdiği reklam metinlerinde farklı düşünüyoruz.

Fakat böyle olması onu küçültmez. Ancak benim daha iyi araştırıp, öğrenip kendi fikrimi olgunlaştırma yolculuğumun devam edeceğine işaret eder. Veya belki bazı konularda farklılığımız baki kalır.

Nihayetinde Üstad Kadir Mısıroğlu gibi yol gösteren, öğreten, bildiklerini Allah rızası için paylaşan ve mücadelesini samimi bir din, devlet ve millet hizmeti gayretiyle sürdüren “üstad”lara çok ihtiyacımız var.

İstese büyük bir cemaat kurabilirdi. Büyük kalabalıkları sevk ve idare edebilir, kullanabilirdi.

İstese çok büyük varidata sahip olabilirdi.

İstese şimdikinden çok çok daha fazla meşhur olabilirdi.

İnandığının gereği dışına çıkmadığını söylemekten tereddüt etmiyorum.

İki defa ziyaret ettim.

Zannetmeyin ki, beni tanır veya hatırlar.

İşin doğrusu celalli olduğu için yaklaşmayı pek tercih etmedim. Hakkıyla Osmanlıca bilmediğim için yerdim fırçayı… Keza disiplin özürlü olduğum için de ne hazrete bir faydam dokunurdu ne de yanında gösterilmesi gereken nezaket ve edebi sergileyecek sabır ve yaratılışa sahibim.

Fakat elini öptüm. Bir hatıra fotoğrafımız oldu. Ve bir de imzalı kitabı…

Şimdi bir an önce sağlığına kavuşup sohbetlerine devam etmesini sabırsızlıkla bekliyorum.

Bu satırların sebebi bir teşekkür ve dua mahiyetindedir.

Benim çok sevdiğim rahmetli bir büyüğüm, şu ilahi ikazı çok sık hatırlatırdı:

“Nimete şükretmezseniz, o nimeti kaybedersiniz.”

Bu teşekkür üstad vesilesiyle, elbette Rabbimedir. Bu nimete şükretmeliyiz ki, bu şükür istifademizin devamına sebep olsun inşallah.

kaynak :medyamit

Neden ? Chp  ve Onun  Zihniyet takımı ,   Üsdat Kadir MISIROĞLUNA düşman

Yazılarını ve sohbetlerini bölme ve parçalamalarla her mana getiren zihniyet kendi yalanlarına  kendi inanır oldu.

Bu zihniyetler Beyinlerindeki bad sectorle Çizik plak gibi aynı kelimeler le hakaret , hakaret ile monolog yapıyorlar .

Chp ve onun zihniyeti , Kadir MISIROĞLUNA  attıkları iftiraları görmezlikten gelerek .

Kendi hastalıkları olan hakaret  hastalığını üsdata yakıştırıyorlar.

Ecdadımıza  ve islami değerlerimize  , ağıza alınmayacak küfürleri kendileri sarf ediyorlar . Adeta kusuyorlar .

kendi hastalıklarını milli, inançlı insanlarda var zannı hastalığı çok gelişmiş.

“ Birlikte salladık “ ittifakı ile millete zarar veren bu zihniyet , Atatürk ve Atatürkçülük arkasında ne haltlar karıştıkları ayen beyan .

KAPAT KAPAT BU KOMEDİ OYUN BİTTİ .

Sizlere bu  milleti temsil etmeyen hasta zihniyetleri hatırlatalım .

Bunlar en hafifleri daha yayınlamak istemiyoruz…

.