MIPIM Fuarına ilişkin neler söylersiniz?
Her şeyden önce MIPIM Dünya’nın en büyük uluslararası gayrimenkul fuarı. Bu manada; MIPIM’de bulunmaktan dolayı hem memnuniyet duyuyoruz, hem de ülkemiz menfaatine oluşacak her türlü işbirliğinin takipçisi olmanın heyecanını taşıyoruz. Burada ülkemize yatırımcı çekme, yatırımcılarımızı yurtdışına açma anlamında kazanımlar elde etmeyi umuyoruz. Türkiye, inşaat sektöründe dünyanın ikinci büyük ülkesi. Türk müteahhitlerinin üstlendiği proje büyüklüğü 10,6 milyar Dolar. Müteahhitlik firmalarımızca 1972’den 2018 Haziran sonuna kadar, 120 ülkede üstlenilen 9375 projenin toplam bedeli 367 milyar ABD Doları oldu. İnşaat sektörü dünyada gururumuz olurken, ülke ekonomisine domine eden sektörlerin de başını çekiyor. Türkiye’de yaklaşık 440 bin müteahhit bulunuyor. İnşaat ve bağlı sektörleri, yaklaşık 2 Milyon kişiye istihdam sağlıyor. Aileleriyle birlikte bakıldığında, şöyle kabataslak bir hesapla 6 Milyon insanımız evine götüreceği ekmeği bu sektörden kazanıyor.
TOKİ Toplu Açılış Töreni’nde 50 bin sosyal konut sözü verildi. Başvurular ne durumda? Çok talep gelirse ne yapacaksınız?
Biliyorsunuz. TOKİ devletimizin ve milletimizin ihtiyaç duyduğu her alanda var. Şu ana kadar 150 milyara yakın yatırım yapmış durumda. Ayrıca tescilli tarihi eserlerimizin korunması için de uzun vadeli krediler veriyor.
2019 yılı için Bakanlığımızın koordinasyonunda hazırlamış olduğumuz 50 bin konutluk projemizi açıkladık. 2023 yılına kadar 250 bin sosyal konut hedefimiz var. Şu ana kadar 67 ilimizde 50 bin konut için başvuruları alıyoruz. Sadece ilk hafta başvuru sayısı 70 bine ulaştı. Çok yoğun bir talep var. Yeni yapılacak konutlarda yatay mimariyi ön plana çıkartıyoruz, zemin artı 4 katı geçmeyecek şekilde konutlar inşa edecek, mahalle kültürünü koruyacağız. 19 Nisan başvurular için son tarih olacak. Vatandaşımız, 388 TL’den başlayan taksitlerle, 20 yılda, kiradan bile daha az ödeme koşullarıyla ev sahibi olacak.
Siz “yatay mimari” demişken, aklımıza hemen; “bugüne kadar neden yapılmadı?” sorusu geliyor?
Çok hızlı gelişiyoruz, kişi başı gelir 2002 yılında 2 bin dolar seviyesindeydi. Bugün 10 bin dolara çıktı. 1950’lerde başlayan sanayileşme ve çarpık kentleşmeyle o tarihten bu yana düzenli büyüme ve şehirleşme olmamış. Biz iktidara geldiğimizde halkımızın acil barınma talepleri ve ihtiyaçları vardı. Önce bunu sağladık. Bundan sonra da şehirlerimizin geleceğini planlayacağımız projeler gerçekleştireceğiz. Artık tıpkı ecdadımız yaptığı gibi, Cami ve yeşil alan merkezli mahalle kültürünü yaşatacak şehirler inşa edeceğiz. İmar planlarını Ada bazlı yapacağız, Parsel bazlı imar planı yapmak istemiyoruz. Yeni inşaat projelerimizde 50 yıllık, 100 yıllık şehir planlarımız olacak.
İmar barışı ile ilgili başvurular ne durumda? Vatandaşın ilgisi nasıl, başvuru süresi neden uzatıldı?
10 milyon vatandaşımız bugüne kadar imar barışı için başvurdu ve yaklaşık 17,5 milyar lira da bedel yatırdılar. Tabi çok ciddi bir talep var vatandaşımızdan. Vatandaşımız kaçak kısımlarını devletle barış yapıp, bunları tapuda değer gösterebilecek. Kat mülkiyetine geçebilecekler. Ruhsatı olmayanların biliyorsunuz elektrik, su, doğalgaz problemleri var. O problemleri aşabilmenin önünü açıyor imar barışı ve ciddi anlamda talep var. 13 – 14 milyon vatandaşımızın bu barıştan faydalanmasını bekliyoruz. Hazirana kadar uzattık. Kanun ilk çıkarken zaten bir yıl uzatma yetkimiz vardı, o yetkiyi de Sayın Cumhurbaşkanımız vatandaşlarımızın bu barıştan daha çok faydalanabilmelerinin önünü açmak adına uzattı.
Kartal’da çok elim bir hadise yaşadık. Beraberinde Kapadokya’da kaçak yapılarla mücadele söz konusu, yıkımlar b aşladı. Rize’de bir binanın riskli olduğu gerekçesiyle yıkımı gerçekleşti. Aynı anda hem imar barışı hem de riskli yapıların yıkımı gibi süreç nasıl yönetiliyor? Kaçak yapıların af veya barış kapsamında tapu alması mümkün mü?
Bir kere şunun altını çizmeliyiz, imar barışı binanın sağlam olduğunu göstermiyor. İmar barışı, mevcuttaki binanın kaçaklığının devletle olan barışıdır. Dolayısıyla imar barışı bu hususta, imar hakkı değildir. Ancak biz diğer taraftan kaçak yapılarla, riskli yapılarla mücadele etmek zorundayız. Bugüne kadar 82 bin canımızı kaybettik ve bundan sonraki süreçte de biz kararlı bir şekilde kentsel dönüşümde yolumuza devam edeceğiz. Tüm Türkiye genelinde riskli, kaçak binaların yıkımına ilişkin bir süreç başlattık.Bize gelen tespitleri değerlendirerek hemen yıkım işlemini gerçekleştiriyoruz. Türkiye genelinde 2 bin 145 kaçak yapının tespiti yapıldı. Bu kaçak yapıların yıkımlarını hızla gerçekleştireceğiz. Bu noktada Cumhurbaşkanımızın talimatları çerçevesinde Kapadokya bölgesinde kaçak yapılara ilişkin tespitlerimizi de yaptık. Hem Turizm hem Çevre Şehircilik Bakanlığımız hem de Valiliğimiz bu çalışmayı ortak yürütüyor. Tarihimizi bozacak, kültürümüzü bozacak hiçbir kaçak yapıya izin vermeyeceğimizi daha önce ifade etmiştik. Buna ilişkin Kapadokya bölgesinde 196 yapı tespit edildi ve 84 yapının yıkımını gerçekleştirdik. Kalan yapıların yıkımını da en kısa zamanda gerçekleştireceğiz. Birinci derece arkeolojik sit alanında ve doğal sit alanlarında bulunan binaların imar barışından faydalanmasına da müsaade etmeyeceğiz. İlaveten; sadece bu güzelliklerimizi korumaya yönelik çalışmıyoruz. Bunun yanında korunan alanların hem kalitesini hem de sayısını artırıyoruz.Salda ve Karaburun körfezini de ÖÇK yapıyoruz.
Tüm projeler vatandaşımız için olacak, vatandaşımızın rızası çerçevesinde olacak. İşte en son Kartal’da 21 tane canımız gitti. Biz istemiyoruz artık, başka annemiz ağlasın, başka ocaklara ateş düşsün ve bu çerçevede bu dönüşümü kararlı bir şekilde, vatandaşlarımızla elbirliği içerisinde yürütmek istiyoruz. Şehirlerimize gittiğimizde, hemen hemen her şehrimizde kentsel dönüşümle ilgili alanların tespitini yapıyoruz. 81 il valiliğimiz bu noktada şu an çalışıyorlar. Öncelikli alanlardan başlamak üzere, kentsel dönüşüm sürecini yöneteceğiz. Yönetirken de tarihi, kültürel alanlarımızı koruyacağız. Ecdadın bize bugüne kadar getirdiği, koruyarak taşıdığımız o eserleri, biz de gelecek nesillere aktarmak zorundayız ve dönüşüm çalışmamızı bu eksende yürütüyoruz. Bir taraftan tarihsel dönüşümü, bir taraftan da o yıkık, deprem riski taşıyan binaların dönüşümünü gerçekleştirmek istiyoruz ve bu çerçevede inşallah kararlı bir şekilde yılda 300 bin konut dönüştürüp, önümüzdeki beş yıllık süreçte de bir buçuk milyon konutumuzu dönüştürmüş olacağız.
Bir yılda 300 bin konut hedefi çok ciddi bir rakam. Nasıl olacak?
Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum: Göreve geldiğimiz günden beri 50’nin üzerinde şehrimize gittik ve 100’ün üzerinde ziyarette bulunduk. Bu ziyaretler çerçevesinde, gittiğimiz şehirdeki Belediye Başkanımız, Valimiz ve il yöneticileriyle birlikte; arkadaşlarımız, Bakan Yardımcılarımız, TOKİ Başkanımız, İller Bankası Genel Müdürümüzün de katılımlarıyla görüşmeler yapıyoruz. Bir seferberlik başlattık… O şehirde acil nereyi dönüştürmemiz gerekiyorsa karar alıyoruz, dönüşüme başlıyoruz. Bu yıl için hemen hemen 30-40 bin kentsel dönüşüm projesinin uygulamalarını başlattık. Projeleri de şu an çiziliyor. Bir kısmının temellerini atıyoruz. Üsküdar’ın bu hafta içinde atacağız, Esenler’i atacağız. Beyoğlu’nun temelini attık. Yine aynı şekilde Ankara Mamak’ın temelini bugün atacağız. Oraya gittiğimizde vatandaşımıza en geç 6 ay içerisinde temel atacağız demiştik. Şu an 6 ay dolmadı ve inşallah Bugün gidip Mamak’ta o vatandaşımıza söz verdiğimiz temelimizi atacağız.
Kentsel Dönüşüm sürecinde vatandaşların ciddi mağduriyetler yaşadığı bölgeler oldu. Özel sektörle birlikte yürüteceğiniz dönüşümün yeni mağduriyetler ortaya çıkarmaması için bir önlem alındı mı?
Burası çok önemli bir nokta. Bundan böyle sadece belli kriterleri sağlayan müteahhitler kentsel dönüşüm uygulamaları yapabilecek. Ülkemizde artık hiçbir inşaat yarım kalmayacak, vatandaşlarımız en kısa sürede sıcak yuvalarına ve işyerlerine kavuşacaktır. En önemlisi de kentsel dönüşüm uygulamalarından dolayı hiçbir vatandaşımız mağdur olmayacak. Bunun için; Sadece teknik ve finansal yeterliliği sağlayan yatırımcılarımız, kentsel dönüşüm uygulamalarında bulunabilecek. Vatandaşlarımızın haklarını güvence altına almak için yatırımcılarımızdan yapım bedelinin % 10’una kadar teminat alınacak ya da tamamlama sigortası istenecek. İnşaatın ilerleme seviyesine göre bakanlık tarafından satışlara izin verilecek. Yani yatırımcı ne kadar inşaat yaptı ise o kadar satış yapabilecek. Halk arasında temelden veya maketten satma ve satın alma dönemine son verilecek. Tüm uygulama adımlarına ilişkin süreler kesin bir şekilde belirlenecek ve vatandaşlarımızın dönüşüm süreci ile ilgili belirsizlikleri ortadan kaldırılacak.
Emlak Bankası’nın kuruluşuyla ilgili BDDK’dan izin çıktı. Bankanın faaliyet alanı ağırlıklı olarak ne olacak? Nasıl bir takvim öngörülüyor?
93 yıllık geçmişe sahip bu tarihi müesseseyi, Türkiye Emlak Katılım Bankası adıyla yeniden canlandırma kararı aldık. Gerekli tüm prosedürler tamamlandı ve bankamız nihayet fiilen faaliyete geçebilecek hale geldi. Bankamızın resmi açılışını yaptık. Amacımız, bu bankanın inşaat sektörü ve ülkemiz ekonomisine, üreticiden tüketiciye herkes için ulaşılabilir ve uygun şartlı finansman modelleri geliştirmesidir.
Sıfır Atık’ta hedeflerinize ulaşabildiniz mi? Son durum nedir? Ücretli poşet uygulamasında hedef tutturuldu mu? Vatandaş bu uygulamadan memnun mu?
Yapılan araştırmalar dünyadaki mevcut çevre kirliliğinin neredeyse yarısının, son 35-40 yılda meydana geldiğini ortaya koyuyor. Türkiye, kirletme oranları itibariyle, binde 7’lik bir oranla dünyayı en az kirleten ülkelerden. 1 Ocak 2019 itibariyle başladığımız ücretli poşet uygulaması sayesinde 3 ay içinde poşet kullanımını yüzde 75 seviyesinde azaltmayı başardık. Hedefimiz; kişi başı plastik kullanım miktarını bu yıl 440 adetten 90’a, 2025 yılında ise 40’a düşürmek.
Kullanım süresi dolan her atık, çevreyi doğrudan tehdit ediyor. Bu noktada çalışmalarımız titizlikle sürdürüyoruz. 2002’de nüfusun % 23’üne katı atık düzenli depolama tesisi hizmeti verilirken bugün nüfusun % 75’i bu hizmetten yararlanıyor. Hedefimiz, 2023 yılında nüfusun tamamına bu hizmeti vermek.
Atık geri kazanım tesisleriyle ekonomiye yıllık olarak 3,5 Milyar TL katma değer sağlıyoruz. Bu alanda 60 binin üzerindeki vatandaşımıza da istihdam sağladık.
Atıksu arıtma hizmeti verilen belediye nüfusu %35’ten %85’e çıkarıldı.2002 yılında 145 atıksu arıtma tesisi bulunmakta iken, bu sayıyı 1.029’a yükselttik. Bu noktada da hedefimiz, 2023 yılında nüfusun tamamına atıksu hizmeti vermektir.
Belediyelerin 7/24 esasıyla çalışacağını açıkladınız. Bu çalışmanın ayrıntıları netleşti mi? Neler yapacaksınız?
Belediyelerde vatandaşa 7 gün 24 saat hizmet edecek personel bulundurulması ve gece gündüz bu personelin hizmet etmesiyle ilgili 81 ile genelge gönderdik. Bu çalışmayı; hizmet kalitesinin arttırılması ve vatandaş memnuniyetinin en üst seviyeye çıkarılması için; Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin de ruhuna uygun olarak hazırladık.
31 Mart Yerel Seçimlerinde çevreye duyarlı bir kampanya sürdürülüyor. Bu konuda Çevre ve Şehircilik Bakanlığının yaptığı çalışmalar nelerdir?
Çevreye Saygılı Seçim Kampanyamız da çok iyi durumdayız.Ülkemizin tamamında eksiksiz uygulandığını görüyoruz. Gittiğimiz illerin tamamında gördük ki; bayrak ve afişlerimiz sadece parti teşkilatlarımızın ve seçim koordinasyon merkezlerimizin olduğu yerlerde asılıyor. Bunun dışında hiçbir yerde parti teşkilatlarımız bu tür görüntü kirliliğine asla müsaade etmiyor. Yine belediyelerimiz ve teşkilatlarımız bez çanta ve file dağıtıyor, bu tip çevreci programlara sahip çıkıyorlar.